Obsidian Entertainment imzalı ve merakla beklenen bilim kurgu RPG oyunu The Outer Worlds 2 hakkında ilk detaylı oynanış izlenimleri gün yüzüne çıktı. PC Gamer'dan kıdemli bir editörün oyunun sadece başlangıç bölümünü (prologue) üç farklı karakter yapısıyla deneyimlemesinin ardından paylaştığı yorumlar, serinin hayranları için büyük heyecan yarattı. İlk oyunun genel olarak beğenilmesine rağmen bazı sınırlılıkları olduğu düşünülürse, The Outer Worlds 2'nin daha ilk dakikalardan itibaren çok daha iddialı bir yapım olacağının sinyallerini verdiği belirtiliyor.
Halcyon'dan Galaksiye: Genişleyen Bir Evren ve Derinleşen Hikaye
İlk oyun, oyunculara Halcyon sisteminin siyasi geleceğini belirleme imkanı sunarak son bulmuştu. The Outer Worlds 2, bu farklı sonlara akıllıca bir çözüm getirerek evreni devasa bir şekilde genişletiyor. Anlaşılan o ki, ilk oyundaki Halcyon sadece galaksinin unutulmuş bir köşesiyken, yeni oyunda "Dünya Direktorluğu" tarafından yönetilen, politik olarak heterojen, ancak birbiriyle kısmen bağlantısız koloni sistemleriyle dolu çok daha büyük bir galaksiye adım atıyoruz. Bu yeni evren, Ursula K. Le Guin'in Hainish Döngüsü'nü anımsatsa da, '20'lerin art deco estetiğini, aptal, bencil ve açgözlü insanlarla birleştirerek kendine özgü bir kimlik kazanıyor.
Yeni ana karakterimiz – ilk oyundaki kahramanımız değil – Işık Hızı motorlarının tek üreticisi olan, gizemli ve otokratik bir güneş sistemine görevli bir Dünya Direktorluğu kaptanı olarak karşımıza çıkıyor. İlk oyundaki kapitalist kurumsal ahlaksızlık yerini, beyin yıkama eğilimi olan eksantrik bir kişilik kültüne bırakmış durumda. Bu genişleme, hem hikaye anlatımı için daha zengin bir zemin sunarken, hem de Obsidian'ın seriyi uzun vadede nereye taşıyabileceği konusunda ipuçları veriyor.
Bu tür evren genişlemeleri ve oyuncu özgürlüğü, sektördeki diğer başarılı uzay oyunlarında da gözlemleniyor. Örneğin, Hello Games'in sürekli güncellenen uzay keşif oyunu No Man's Sky, 'Voyagers' güncellemesiyle oyunculara galaksinin dört bir yanını gezebilecekleri, iç mekanları özelleştirilebilir devasa uzay gemileri olan 'Corvette'leri inşa etme imkanı sunarak, üs inşa etme ve keşif deneyimini yeni bir boyuta taşıdı. Sean Murray'in açıklamalarına göre, bu Corvette'ler sağlık odaları, uyku bölmeleri, savaş odaları gibi gerçek iç mekanlara sahip ve oyuncular uçuş sırasında dahi gemi içinde serbestçe dolaşabiliyor, hatta yerleşimini düzenleyebiliyor. Daha da önemlisi, bu teknolojik ilerlemelerin büyük bir kısmı, Hello Games'in merakla beklenen yeni projesi Light No Fire ile de paylaşılıyor. Dünya boyutunda bir gezegen ve geçilmesi gereken gerçek okyanuslar vadeden Light No Fire, bu teknolojiyi kullanarak oyuncuların büyük teknelere ve mürettebata ihtiyaç duyacağı benzersiz bir keşif ve hayatta kalma deneyimi sunmayı hedefliyor. Light No Fire'ın devasa okyanusları ve dünya boyutundaki gezegeni hakkında daha fazla bilgi için tıklayın. Bu tarz dinamikler, oyunculara hem kendi hikayelerini yazma hem de evreni daha derinlemesine deneyimleme fırsatı veriyor. No Man's Sky Voyagers güncellemesiyle ilgili daha fazla bilgi için tıklayın.
SenNexus Notu: Evren Genişlemesinin İki Yüzü
The Outer Worlds 2'nin evrenini bu denli genişletmesi, oyunculara keşfedecek çok daha fazla alan ve karşılaşacakları çok daha çeşitli hikayeler vaat ediyor. Ancak bu durum, aynı zamanda Obsidian'ın o kadar büyük bir dünyayı tutarlı bir şekilde yönetme ve her köşesinde aynı derinliği sunma zorluğunu da beraberinde getiriyor. Hikaye akışının dağılmadan, her koloni sisteminin kendine özgü dinamiklerini başarıyla yansıtması, oyunun en büyük sınavlarından biri olacak.
Gelişen Oynanış ve Mekanikler: RPG Özgürlüğünün Yeni Boyutları
Oyunun prologue demosu, The Outer Worlds 2'nin mekanik derinlik ve oyuncu özgürlüğü konusunda önemli adımlar attığını gösteriyor.
Zenginleştirilmiş Karakter Yaratma ve Görsel Kalite
Karakter yaratma ekranı, günümüz AAA standartlarını karşılayacak çeşitlilikte saç ve göz seçenekleri, kaydırıcılar sunuyor. Ancak en dikkat çekici detay, robotik protez seçenekleri. Her kol ve bacak için üç farklı estetik sunan bu protezler, silah metalinden şık fildişine kadar geniş bir yelpazede kişiselleştirme imkanı sağlıyor. Bu özellik, Cyberpunk 2077 gibi oyunlarda dahi eksikliği hissedilen bir bilim kurgu estetiği katmanı ekliyor.
Görsel açıdan da The Outer Worlds 2, Obsidian'ın şu ana kadarki en pahalı oyunlarından biri gibi hissediliyor. Unreal Engine 5'in gücünden faydalanan oyun, Avowed ile paylaştığı harika sanat yönetimi ve parlak grafiklerinin yanı sıra, önceden oluşturulmuş sinematikler, konuşmalardaki benzersiz animasyonlar ve kamera açıları gibi birçok küçük ama premium detayla öne çıkıyor. Bu yüksek üretim kalitesi, Microsoft'un oyunu kısa bir süreliğine 80 dolarlık bir fiyat etiketiyle piyasaya sürmesini dahi açıklıyor.
Bu türden devasa bütçeli ve iddialı yapımlar, oyun sektöründe benzerine az rastlanır bir beklenti yaratabiliyor. Örneğin, on yılı aşkın süredir geliştirme aşamasında olan uzay simülasyonu Star Citizen, Chris Roberts'ın açıklamalarına göre, çıkışıyla Grand Theft Auto 6 kadar büyük bir olay yaratmayı hedefliyor ve 858 milyon doları aşan kitle fonlamasıyla 'GTA 6 dışında muhtemelen en büyük bütçeli AAA oyunu' olarak nitelendiriliyor. Bu durum, The Outer Worlds 2 gibi yüksek prodüksiyonlu ve evrenini genişleten oyunların da sektörde ne denli büyük bir etki yaratma potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor. Star Citizen'ın GTA 6 benzeri çıkış beklentileri hakkında daha fazla bilgi için tıklayın.
Basitleştirilmiş ama Derin Yetenek Sistemi
The Outer Worlds 2, istatistik ve yetenek sistemlerinde ilk oyuna kıyasla daha akıcı bir yapıya sahip. Ana özellikler kaldırılmış; karakter yaratırken bir geçmiş, bir ila iki pozitif özellik, potansiyel olarak bir negatif özellik ve iki etiketlenmiş yetenek seçiliyor. Yetenekler ilk oyundaki Fallout benzeri 0-100 skalasına göre daha küçük bir ölçekte yükseltilse de, her rütbe daha büyük oynanış avantajları ve daha fazla diyalog ile çevresel yetenek kontrolü sunuyor. Bu yaklaşım, sistemin karmaşıklığını azaltırken derinliğini koruyarak hem yeni oyunculara daha erişilebilir hale gelmesini hem de RPG tutkunlarını tatmin etmesini sağlıyor.
Seçimlerin Önemi: 'Immersive Sim' Dokunuşu ve Tekrar Oynanabilirlik
Demonun en heyecan verici yönü, oyunun 'immersive sim-lite' tasarım felsefesi oldu. Tam bir Deus Ex veya Dishonored seviyesinde olmasa da, Obsidian'ın Alpha Protocol, Fallout: New Vegas'ın Better Than the Beef görevi veya Cyberpunk 2077'nin yan görevlerindeki sızma mekanikleri gibi başarılı RPG örneklerini hatırlatan bir yapı sunuyor. Bu, oyunculara bir görevi tamamlamak için birden fazla ve anlamlı yol sunulduğu anlamına geliyor.
Prologu üç kez, iki kez gizlice ve bir kez de çatışmacı bir yaklaşımla, her seferinde farklı yetenek yapılandırmalarıyla oynayan editör, oyunun bu serbestliği ve tepkiselliği konusunda oldukça etkilendiğini belirtiyor. Doğrudan çatışma, Fallout 4'e benzer bir tatmin sunarken, geri dönen 'mermi zamanı' (bullet time) mekaniği de aksiyona baharat katıyor. Ancak demonun silah yelpazesi (tabanca, tüfek, hançer, elektrikli baton), ilk oyunun çılgın ve garip silahlarına kıyasla tam deneyimi yansıtmıyor olabilir.
"Gizlilik odaklı oynadığım demo, gerçek bir ziyafetti. The Outer Worlds 2 tam bir pasifizmi desteklemese de, düşmanların otomatik olarak varlığımdan haberdar olup beni çatışmaya zorladığı tek bir an bile olmadı. Bu, gizlilik odaklı karakter yapılarına izin verip sonra oyuncuyu cezalandıran RPG'lerin kardinal günahından kaçınılmış."
Diyaloglarda ve çevrede serpiştirilmiş birçok yetenek kontrolü de dikkat çekici. Bilim, Mühendislik gibi yetenekler patlayıcı tuzaklara ve devre dışı bırakılmış bir güvenlik mekanizmasına erişim sağlarken, Maymuncuk ve Hackleme düşmanların etrafından dolanma veya gizlilikle ilerleme yollarını açıyor. Editörün belirttiği gibi, karakter yapısı ve diyalog seçimleri her oynayışta radikal derecede farklı bir deneyim sunabiliyor. Örneğin, bir güvenlik görevlisini ikna etmek için yapılan bir diyalog seçimi, daha sonra aynı görevlinin size güvenmemesine yol açabiliyor ve alternatif yollar aramanızı gerektirebiliyor. Bu tür senaryolu, yazar odaklı tepkisellik, Obsidian'ın her zaman üstün olduğu bir alan.
Sonuç: Beklentiler Yüksek, Zorluklar Ortada
The Outer Worlds 2'nin prologue demosu, oyunun ilk yapımdan çok daha iddialı, derin ve oyuncuya seçim özgürlüğü sunan bir RPG olacağını güçlü bir şekilde işaret ediyor. Avowed'ın daha aksiyon odaklı bir RPG olmasının aksine, The Outer Worlds 2, oyuncuların daha çok aradığı o 'immersive sim-RPG' tarzı deneyimi sunma potansiyeli taşıyor. Ancak asıl soru şu: Obsidian, bu prologue'da sergilenen yüksek seviyeli özgürlüğü ve tepkiselliği, oyunun tamamına yaymayı başarabilecek mi? Eğer başarabilirse, The Outer Worlds 2, sadece serinin değil, tüm RPG türünün en önemli yapımlarından biri olmaya aday.
Kaynak: Daha fazla detay ve orijinal inceleme için PC Gamer'ın The Outer Worlds 2 prologue izlenimleri makalesini ziyaret edebilirsiniz.