Oyun dünyasında bazı zamanlamalar vardır ki, insan 'acaba bir hata mı var?' diye düşünmeden edemez. Atari'nin yayıncılığını üstlendiği yeni Metroidvania oyunu Adventure of Samsara, tam da böyle bir anın merkezinde yer alıyor. Yıllardır milyonlarca oyuncunun nefesini tutarak beklediği Hollow Knight: Silksong ile aynı gün, 4 Eylül'de Steam'de yayınlandı. Bu, ya inanılmaz bir özgüvenin ya da pazar dinamiklerini tamamen göz ardı etmenin bir sonucu. Peki, bu cesur (ya da cüretkar) hamlenin arkasındaki oyun, devasa bir gölgede kaybolup gitmeye mahkum mu, yoksa kendine bir ışık aralayabilir mi?
Geçmişin Yankısı: Atari 2600 Klasiği 'Adventure' ile Bağlantı
Adventure of Samsara'nın Steam sayfasındaki küçük bir detay, oyunun kökenlerine dair önemli bir ipucu veriyor. Bu yapım, 1980 yılında Atari 2600 için piyasaya sürülen ve döneminin en gizemli oyunlarından biri olan Adventure'ın bir nevi ruhani devamı niteliğinde. Orijinal Adventure, basit blok grafiklerine rağmen labirent benzeri yapısı, renk kodlu anahtarları ve ejderhalarıyla Metroidvania türünün ilk tohumlarını atmıştı. Peki, 40 yılı aşkın bir süre sonra gelen bu yeni oyun, atasına ne kadar sadık?
Açıkçası, pek değil. Orijinal oyundaki ejderhaların benzer şekilde kıvrılmış ve renklendirilmiş olması dışında, iki oyun arasında derin bir bağ kurmak zor. Bu durum, daha çok Atari'nin elindeki eski bir markayı yeni bir oyuna entegre etme stratejisi gibi duruyor. Bu, sektörde sıkça gördüğümüz bir pazarlama taktiği olsa da, 1980'deki oyuna nostalji duyanları hayal kırıklığına uğratabilir.
Ancak bu durumun bir de diğer yüzü var: Adventure of Samsara, geçmişin yükünü taşımak yerine kendi kimliğini bulmaya çalışan modern bir Metroidvania olarak değerlendirilmeli.
Oynanış: Silksong'un Acımasızlığından Bir Kaçış
Bir 'Güneş Şampiyonu' olarak gizemli bir boyutsal kaleyi yeniden aktive etme görevini üstlendiğimiz oyun, türün tüm temel dinamiklerini barındırıyor. Geniş, birbirine bağlı bir yeraltı labirentinde canavarlar, tuzaklar ve ejderhalarla mücadele ediyor; yeni güçlendirmeler bularak daha önce ulaşamadığımız yerlere erişiyoruz. Peki, oynanış nasıl hissettiriyor?
Karakter kontrolü ilk başta biraz 'havada süzülür' gibi ve sert gelebilir. Özellikle animasyonların iptal edilememesi, hızlı tempolu oyunlara alışkın oyuncuları zorlayabilir. Ancak oyunun genel zorluk seviyesinin çok yüksek olmaması, bu kontrollere alışmayı kolaylaştırıyor. Kılıç, yay ve çekiç gibi üç temel silahımız var ve bu silahlar sadece dövüşte değil, aynı zamanda bulmacaları çözmek ve yeni yollar açmak için de kullanılıyor. Elbette, bir Metroidvania klasiği olan çift zıplama da unutulmamış.
Adventure of Samsara'nın Öne Çıkanları ve Zayıf Yönleri
- Güçlü Yönler: Keşif odaklı yapısı, zorlayıcı olmayan boss savaşları ve etkileyici retro synth müzikleri.
- Zayıf Yönler: Başlangıçta yavan hissettiren dövüş mekanikleri, sert kontroller ve az animasyona sahip düşman tasarımları.
Atmosfer ve Sanat: Sade ama Etkileyici
Adventure of Samsara'nın en güçlü olduğu alanlardan biri atmosferi. Fantastik ve bilim kurgu temalarını tanıdık bir şekilde harmanlasa da, retro-fütüristik synth müzikleri oldukça etkileyici. Günümüzün boğucu synthwave klişelerinden uzak, sakin ve neredeyse dokunaklı bir tona sahip. Bu müzikler, oyunun keşif odaklı yapısını mükemmel bir şekilde destekliyor.
Piksel sanat tarzı ise ilk bakışta biraz yavan gelebilir. Özellikle düşman animasyonlarının sadeliği göze batıyor. Ancak oyunun dünyası tutarlı ve özenle çizilmiş. Bu 'ilkel' estetik, zamanla kendine has bir kimlik kazanarak oyuncuyu içine çekmeyi başarıyor.
Sonuç: Silksong'un Gölgesinde Bir Cevher mi?
Peki, Silksong gibi bir devin karşısına çıkmak Adventure of Samsara için sonun başlangıcı mı? Şeytanın avukatlığını yapacak olursak, bu durum tam tersi bir etki de yaratabilir. Silksong'un yüksek zorluk seviyesinden bunalan veya daha sakin, keşif odaklı bir macera arayan oyuncular için Adventure of Samsara harika bir mola olabilir. Özellikle Silksong'daki Twisted Bud gibi mekanikler, oyunculara benzersiz bir son uğruna iyileşme ve araç kullanma gibi temel yeteneklerini kısıtlama seçeneği sunarak oyunu daha da acımasız bir hale getirebiliyor. Oyunun zorlayıcı olmayan boss savaşları, oyuncuyu cezalandırmak yerine keşfetmeye teşvik ediyor.
Evet, oyunun pürüzleri var. Kontroller daha akıcı, dövüşler daha çeşitli olabilirdi. Ancak Atari gibi büyük bir yayıncının arkasında olmasına rağmen, ruhu itibarıyla Cave Story veya Astalon gibi tutkulu bir hobi projesi hissi veriyor. Eğer acımasızca cezalandırılmadan, gizemli bir dünyanın derinliklerine dalmak istediğiniz bir Metroidvania arıyorsanız, Adventure of Samsara'ya bir şans vermenizi öneririz. Bazen en büyük gölgelerin altında, en ilginç bitkiler büyür.
Bu haberin oluşturulmasında PCGamer'da yayınlanan makaleden faydalanılmıştır.