Quake serisi, oyun dünyasında her zaman özel bir yere sahip olmuştur. Ancak serinin ilk iki oyunu, adeta gece ve gündüz kadar farklıdır. Bir yanda H.P. Lovecraft esintili, gotik ve karanlık fantezi dünyasıyla Quake 1; diğer yanda ise endüstriyel bilim kurgu temasıyla metal ve lazer dolu Quake 2. Yıllardır hayranlar tarafından tamamen ayrı hikayeler olarak kabul edilen bu iki dünya, geçtiğimiz yıllarda Machine Games tarafından geliştirilen resmi Quake 2 bölümü 'Call of The Machine' ile ilk kez bir araya gelmişti. Bu resmi adım, mod topluluğuna ilham verdi ve şimdi bu ilhamın en çılgın meyvesiyle karşı karşıyayız: Call of the Void.

'Rest in Pixels' adlı mod ekibi tarafından geliştirilen Call of the Void, resmi bölümün bıraktığı yerden devralıyor ve iki evreni kelimenin tam anlamıyla birbirine dikiyor. Modun temel amacı, Quake 1 ve Quake 2'nin ikonik düşman listelerini alıp, onları melezleştirerek oyuncuların karşısına kabus gibi yeni bir ordu çıkarmak.

Melez Kabuslar: Yeni Düşmanlar, Haritalar ve Müzikler

Call of the Void, sadece birkaç düşman modelini değiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda Quake 2'ye yepyeni bir soluk getiren zengin bir içerik paketi sunuyor. Mod, Quake 2 Remastered ile tamamen uyumlu çalışacak şekilde tasarlandı.

Bu melez düşmanlar, modun asıl yıldızı. Örneğin, Quake 1'in ikonik köpeklerinin kafasına sahip bir Quake 2 Paraziti veya Quake 1'in korkulu rüyası Shambler'ın, Quake 2'nin roketatarlı Maiden'ları ile birleştiğini hayal edin. Bu yaratıcı ve bir o kadar da korkutucu kombinasyonlar, deneyimli Quake oyuncularını bile şaşırtmayı başarıyor.

Eleştirel Bir Bakış: Yaratıcı Bir Kaos mu, Yoksa Tutarsız Bir Karışım mı?

Modun hikayesi, 'görkemli bir şekilde aptalca' olarak tanımlanabilecek türden. Strogg'ların, Quake 1'in tanrısal varlıklarının kalıntılarını ele geçirip onları da 'Strogg-laştırması' üzerine kurulu bu senaryo, derin bir anlatıdan çok, oyuncuya katıksız bir aksiyon sunmayı hedefliyor. Bu, retro FPS türünün ruhuna oldukça uygun bir yaklaşım.

Peki, iki farklı sanat tarzını ve düşman setini bir araya getirmek her zaman iyi bir fikir midir? Bu durum, bazı sadık hayranlar için evrenin bütünlüğünü bozan bir karmaşa gibi görünebilir. Gotik korku estetiği ile endüstriyel bilim kurgunun bu kadar iç içe geçmesi, görsel bir tutarsızlık yaratma potansiyeli taşıyor. Ancak diğer yandan, bu modun sunduğu tam da bu: Beklenmedik, kaotik ve eğlenceli bir deneyim.

Geliştirici ekibin geçmişi de bu konuda bize bir ipucu veriyor. Ekip üyelerinden 'Drugod', daha önce Doom ve Blood oyunlarını birleştiren ve 50'den fazla melez düşman içeren 'Bloom' modunda da görev almıştı. Bu tecrübe, Call of the Void'un rastgele bir deneme değil, üzerinde düşünülmüş bir projenin ürünü olduğunu gösteriyor.

Sonuç olarak Call of the Void, mod topluluğunun klasik oyunları nasıl hayatta tuttuğunun ve onlara ne kadar yaratıcı bir şekilde yeni bir soluk getirebildiğinin en son kanıtı. Eğer Quake evreninde yeni ve öngörülemez bir macera arıyorsanız, bu ücretsiz modu denemek için daha iyi bir zaman olamaz.

Bu haberde yer alan bilgiler, PCGamer'da yayınlanan makaleden derlenmiştir.