Araştırma Ortaya Koydu: İnsanlar Evlerinde Robot İstiyor, Ama 'İnsan Gibi' Olanları Değil

Haber Merkezi

08 September 2025, 13:56 tarihinde yayınlandı

İnsansı Robotlar Neden Ürkütüyor? Milyar Dolarlık Takıntının Ardındaki 'Tekinsiz Vadi' Gerçeği

Son on yılda internette gezinen herkes, beceriksizce dans eden veya merdivenlerden yuvarlanan bir insansı robot videosuna mutlaka denk gelmiştir. Bu videolar izleyicide genellikle hayranlık, şaşkınlık ve derin bir tekinsizlik hissi uyandırır. Peki, teknoloji şirketleri milyarlarca dolar yatırım yaparak bu metal insanları hayatımıza sokmaya çalışırken, biz neden onlardan bu kadar rahatsız oluyoruz? Washington Üniversitesi'nde yapılan kapsamlı bir araştırma, bu çelişkinin kökenlerine iniyor.

'Ondan Kaçamam': Kullanıcıların Gözünden İnsansı Robot Korkusu

Robotik profesörü Maya Cakmak ve ekibi tarafından yürütülen çalışma, halihazırda evlerinde robotik yardımcılar kullanan kişiler de dahil olmak üzere geniş bir katılımcı kitlesiyle gerçekleştirildi. Katılımcılara, çeşitli ev işleri için insansı robotları mı yoksa belirli bir görev için tasarlanmış (örneğin kutu şeklinde, tekerlekli) robotları mı tercih edecekleri soruldu. Sonuçlar şaşırtıcı derecede netti: Katılımcıların neredeyse tamamı, insan gibi görünmeyen, amaca yönelik robotları tercih etti.

Araştırmaya katılan bir panelist, bu korkuyu şu çarpıcı sözlerle özetledi: 'Yüzde 100 güvenli olmak zorunda, çünkü ondan kaçamam.' Bu ifade, insansı robotların fiziksel varlığının yarattığı kaçınılmazlık ve potansiyel tehdit algısını mükemmel bir şekilde yansıtıyor.

Bir başka katılımcı ise durumu şu benzetmeyle açıkladı: 'Yardımcı robotları insansı yapmaya çalışmak, otonom bir araba yapmak için sürücü koltuğuna bir insansı robot oturtup ondan insan gibi araba kullanmasını istemeye benziyor.' Bu, aslında verimlilik sorununa işaret ediyor: Belirli bir görev için tasarlanmış bir makine, genellikle çok amaçlı tasarlanmış bir insansıdan çok daha etkilidir.

Peki Şirketler Neden Israrcı? Viral Pazarlama ve Çok Amaçlılık Hayali

Madem kullanıcılar bu kadar mesafeli ve bu robotlar henüz verimli değil, o halde teknoloji devleri neden insansı formda bu kadar ısrar ediyor? Cevap iki temel noktada yatıyor: potansiyel ve pazarlama. Teoride, bir insansı robot yeterince geliştiğinde, insanlar için tasarlanmış herhangi bir ortamda, herhangi bir görevi yerine getirebilir. Bu, 'tek robot her işi görür' hayalini besliyor.

Ancak madalyonun diğer yüzünde, bu robotların sakarlıklarının ve dans rutinlerinin sosyal medyada viral olması var. Bu durum, şirketler için muazzam bir görünürlük ve marka bilinirliği sağlıyor. Dolayısıyla, mevcut yatırımın pratik bir çözümden çok, bir pazarlama ve gelecek vizyonu satma hamlesi olup olmadığı sorusu akıllara geliyor.

'Ya Çok İyi Olurlarsa?': Ürkütücülüğün Ötesindeki Güvenlik İkilemi

Endişeler sadece robotların 'ürkütücü' görünmesi veya beceriksiz olmasıyla sınırlı değil. Asıl korku, onların yeteneklerinin getirebileceği potansiyel tehlikelerden kaynaklanıyor. Bir robot süpürge size saldıramaz, ancak bir insanın tüm hareket kabiliyetine sahip bir robot, arızalandığında veya kötü niyetli kullanılırsa ciddi bir tehdit oluşturabilir. Araştırmada katılımcılara robotların tamamen güvenli olduğu varsayımıyla sorular sorulsa bile, insanlar potansiyel tehlikeleri hayal etmekten kendilerini alamadı: takılıp düşebilirler, bataryaları bitebilir, yazılımları çökebilir.

Sonuç: Geleceğin Yardımcıları İnsan Şeklinde Olmayabilir

Profesör Cakmak'ın çalışması, endüstrinin vizyonu ile son kullanıcının beklentileri arasında derin bir uçurum olduğunu gösteriyor. İnsanlar evlerinde verimli, güvenilir ve en önemlisi tehditkar görünmeyen yardımcılar istiyor. Belki de geleceğin robotları, bize benzemeye çalışan metal kopyalarımız değil, hayatımızı kolaylaştıran, tavandan sarkan bir kol veya köşede sessizce çalışan bir kutu şeklinde olacaktır. Teknoloji devlerinin, milyarlarca dolarlık yatırımlarını şekillendirirken kullanıcıların bu temel psikolojik direncini dikkate alması kritik önem taşıyor.

Bu haberin hazırlanmasında, PCGamer'da yayınlanan makalede yer alan bulgulardan yararlanılmıştır.