Google DeepMind'ın yeni yapay zeka modeli Genie 3, teknoloji dünyasında büyük bir heyecanla karşılandı. Tek bir metin komutuyla interaktif, oynanabilir sanal dünyalar yaratma vaadi, adeta bilim kurgu filmlerinden fırlamış gibi. Ancak bu etkileyici teknolojinin perdesi aralandığında, akıllara efsanevi oyun tasarımcısı Tim Schafer'ın yapay zeka üzerine söylediği o meşhur söz geliyor: "Evet, Mozart'a benziyor... ama Mozart değil."
Genie 3 için de benzer bir durum söz konusu. 720p çözünürlük ve 24 FPS'de çalışan bu "oynanabilir videolar", maalesef sadece bir dakikalık bir hafızaya sahip. Birkaç dakika sonra ise oluşturulan dünyanın tutarlılığı bozulmaya başlıyor.
Teknik Olarak Etkileyici, Peki Ya Pratik Kullanımı?
Google, Genie 3'ün canlı etkileşime izin verdiğini ve kullanıcıların metin komutlarıyla dünyaya "tavuk kostümlü koşan bir adam", bir "jetski" veya bir "ejderha" gibi yeni unsurlar ekleyebildiğini gururla sunuyor. Bu, kağıt üzerinde kulağa harika geliyor. Peki, bu teknolojinin gerçek dünyadaki kullanım alanları ne olabilir?
İşte bu noktada Google'ın vizyonu biraz bulanıklaşıyor. Önerilen kullanım alanları arasında diğer yapay zeka ajanlarını eğitmek, öğrencilere dinozorları göstermek veya Antik Yunanistan sokaklarında gezdirmek gibi fikirler var. Ancak yapay zekanın sık sık "halüsinasyon gördüğü", yani gerçek dışı bilgiler uydurduğu düşünüldüğünde, bu fikirlerin ne kadar güvenilir olduğu büyük bir tartışma konusu.
Google'ın en cüretkar önerisi ise bu teknolojinin arama kurtarma operasyonlarının planlanmasında kullanılabileceği. Evet, yanlış duymadınız. Hayat kurtarmak için yapılan kritik operasyonların, sürekli olarak bir şeyler uydurduğu kanıtlanmış bir teknoloji tarafından "hayal edilmesi" öneriliyor. Bu, teknolojinin sınırlarını ve sorumluluklarını sorgulatan tehlikeli bir iddia.
Oyun Dünyası İçin Bir Tehdit mi? Kesinlikle Hayır.
Bu teknolojinin etkileyici görünmediğini söylemek haksızlık olur. Ancak yine sormak gerekiyor: Bu harcanan milyonlarca dolar ve inanılmaz enerji maliyetleri tam olarak ne için? Sonuçta ortaya çıkan şey, son derece pahalı bir oyuncaktan ibaret gibi duruyor.
Ve bu kesinlikle video oyunları için bir devrim değil. Biri Google'a hatırlatmalı; oyun endüstrisi on yıllardır bir dakikadan çok daha fazlasını hatırlayan, derin ve anlamlı dünyalar yaratıyor. Üstelik muhtemelen çok daha ucuza.
Oyun tasarımı, belirli bir hissi veya mekaniği yaratmak için bir araya gelen farklı disiplinlerin bir mucizesidir. Tasarımcılar, sadece bir karakterin zıplama hissini doğru ayarlamak için haftalarını harcarken, bir "halüsinasyon makinesinin" bu inceliğe ve sanatsal niyete sahip olabileceğini düşünmek pek gerçekçi değil.
Baldur's Gate 3'ün geliştiricisi Larian Studios'un CEO'su Swen Vincke'nin de dediği gibi, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, herkesin elinde aynı araçlar olduğunda, "yine de siz onun üzerine özel bir şeyler yaratmak istersiniz." İnsan faktörü ve yaratıcı vizyon, yapay zekanın henüz kopyalayamadığı en önemli unsurlardır.
Sonuç: Sonsuz Ama Ruhsuz Dünyalar
Genie 3'ün tüm teknik engelleri aştığı, enerji verimli, uygun maliyetli ve saatlerce süren bir hafızaya sahip olduğu bir gelecek hayal edelim. Peki elimizde ne olacak? Temelde daha kötü ve ruhsuz olan sonsuz sayıda oyun mu? Kulağa pek de heyecan verici gelmiyor.
Ben en iyisi gidip tekrar Baldur's Gate 3 oynayayım.
