Her oyuncunun başına en az bir kere gelmiştir: Saatlerinizi, hatta günlerinizi verdiğiniz, sinirlerinizi zorlayan bir oyunu bitirir veya pes edip silersiniz. Aylar sonra bir haber görürsünüz: Oyuna gelen yeni bir güncellemeyle tam da sizin en çok şikayet ettiğiniz o can sıkıcı özellik düzeltilmiştir. İşte o an, tatlı bir zafer hissiyle buruk bir hayal kırıklığının karıştığı o garip an... Artık sizin için çok geçtir.
Bu durum, modern oyun dünyasının adeta bir klasiği haline geldi. Geliştiriciler, oyunlarını piyasaya sürdükten sonra bile iyileştirmeye devam ediyor ve bu takdire şayan bir durum. Ancak bu "yaşam kalitesi" güncellemelerinin zamanlaması, oyunu çoktan geride bırakmış oyuncular için bir 'keşke'den öteye gidemiyor.
Pacific Drive: Tam Pes Etmişken Gelen Kurtarıcı
Bu durumun en taze örneklerinden biri Pacific Drive. Oyunda, adeta 20'li yaşlarınızdaki toksik bir ilişki gibi arabanızla bir bağ kuruyorsunuz: "Onu düzeltebilirim." Tek fark, karşınızdakinin gerçekten de tamir edilebilen bir araba olması. Oyunda her tehlikeli yolculuktan sonra o paslı yığını onarıp geliştiriyordunuz. Ancak oyunun çıkış versiyonunda görev ortasında kayıt alma özelliği yoktu. Yani, uzun bir seansa başladıysanız, bitirene kadar oynamak zorundaydınız. Eğer gerçek hayatta bir işiniz çıkar veya saatin geç olduğunu fark ederseniz, tüm ilerlemenizi çöpe atıp görevi terk etmek tek seçeneğinizdi.
Bu durum, pek çok oyuncuyu yeni bir seansa başlamaktan alıkoydu. Sonuç? Bir süre sonra oyun kütüphanenin tozlu raflarında unutuldu. Elbette, aylar sonra gelen bir güncellemeyle oyuna makul bir kayıt sistemi eklendi. Ama o zamana kadar pek çok oyuncu, oyunu çoktan silmiş ve hikayesini unutmuştu bile.
System Shock ve Kaybolan Yol İşaretleri
Benzer bir senaryo, efsanevi System Shock'un yeniden yapımında yaşandı. Oyun, zorluk ayarlarında size harika bir seçenek sunuyordu: çatışmaları normalde bırakıp, navigasyonu kolaya alarak yol gösteren bir işaret sistemini aktif edebiliyordunuz. Orijinal oyunda sürekli kaybolmaktan muzdarip olanlar için bu bir nimetti. Ancak bir sorun vardı: Oyunun çıkış sürümünde bu özellik menüde olmasına rağmen çalışmıyordu.
Bir süre mücadele ettikten sonra, ilerleme kaydedemeden nerede olduğunuzu ve ne yapmanız gerektiğini anlamaya çalışmak, oyunun bütün büyüsünü bozuyordu. Ve tahmin edin ne oldu? Elbette, aylar sonra gelen bir güncellemeyle yol gösterme sistemi tam da olması gerektiği gibi çalışır hale getirildi. Ama yine, çok geçti.
"Oyun geliştiricilerinin oyunlarını ücretsiz olarak daha iyi hale getirmelerine karşı değilim. Bu gerçekten harika bir şey. Sadece keşke bu güncellemeleri, ben oyunu silip beynimden tüm mekaniklerini temizledikten hemen sonra yapmayı bırakabilselerdi."
Beklemek mi, Oynamak mı? İşte Bütün Mesele Bu
Bu sadece birkaç örnek. Pathfinder: Kingmaker'a sonradan eklenen sıra tabanlı dövüş modu veya Disco Elysium'a gelen tam seslendirme gibi güncellemeler, bu oyunları tekrar oynamak için harika bahaneler sundu. Ancak kimin her oyunu iki kez oynayacak vakti var ki?
Bu durum oyuncuları bir ikileme sürüklüyor: Bir oyunun tüm güncellemeleri alıp "mükemmel" versiyonuna ulaşmasını beklemek mi, yoksa çıktığı gibi oynayıp popüler olduğu dönemde "sohbetin bir parçası" olmak mı? İkinci seçeneği tercih edenler için, geç gelen güncellemeler her zaman bir parça hayal kırıklığı ve bolca "keşke" içermeye devam edecek gibi görünüyor.
Öne Çıkan Noktalar
- Geç Gelen Adalet: Yaşam kalitesi güncellemeleri oyunları iyileştirse de, oyunu çoktan bırakan oyuncular için bir anlam ifade etmeyebiliyor.
- Zamanlama Sorunu: Pacific Drive ve System Shock gibi oyunlar, kritik özelliklerin çıkıştan aylar sonra eklenmesinin oyuncu deneyimini nasıl olumsuz etkilediğini gösteriyor.
- Oyuncunun İkilemi: Bir oyunu hemen oynamak mı, yoksa hatalarının düzeltilmesini beklemek mi? Bu, modern oyuncunun en büyük kararsızlıklarından biri haline geldi.