Orta Çağ şehir kurma simülasyonları, oyuncuları genellikle kaynak yönetimi ve lojistik bulmacalarıyla sınar. Ancak Crate Entertainment'ın (Grim Dawn'ın yaratıcısı) yeni oyunu Farthest Frontier, bu zorlukları vahşi doğanın acımasız gerçekliğiyle birleştirerek türde yeni bir nefes sunuyor. Oyun, yalnızca binaları nereye yerleştireceğinizle ilgili değil; sürekli değişen öncelikler, açlık, hastalık ve hatta saldırgan ayılarla dolu bir dünyada hayatta kalmakla ilgili.

Öncelik Yönetimi: Hayatta Kalmanın İnce Çizgisi

Farthest Frontier'da her karar anlık sonuçlar doğurur. İlk yıllar, bıçak sırtında yürümeye benzer. Uzun vadeli hayatta kalmak için çiftlikler hayati olsa da, acil gıda ihtiyacını balıkçılık veya avcılıkla çözmek zorundasınız. Keresteyi yeni yapılar için kalaslara mı dönüştürmelisiniz, yoksa kışın donmamaları için yakacak oduna mı ayırmalısınız? Kasabanın dışındaki harabelerden kaynak toplamak önemliyken, devasa bir katil ayı kasabanın ortasında dehşet saçıyorsa, tüm vatandaşların işi derhal mızrak kapıp ayı avcısına dönüşmek zorunda kalır.

Oyuncular, açlık, sıcak hava dalgaları, hastalıklar, yangınlar ve haydut baskınları gibi sayısız tehlikeyle yüzleşmek zorunda kalıyor. Bir şehir kurucusu için mezarlık inşa etmek, en temel önceliklerden biri haline geliyor.

Üretim Zincirlerinin Uçsuz Bucaksız Derinliği

Oyunun en büyüleyici yönlerinden biri, neredeyse 200 farklı binanın kilidini açan ve oyuncuyu uzmanlaşmaya iten karmaşık üretim zincirleridir. Basit bir ihtiyacı karşılamak bile yıllar süren devasa bir lojistik planlama gerektirebilir. Örneğin, vatandaşlarınıza meyve sunmak istiyorsunuz ama meyveler hızla çürüyor. Onları reçele dönüştürmeye karar verdiğinizde, cam kavanozlar için kum ocakları, fırınlar, ağır aletler ve nihayetinde demir madenleri inşa etmek zorunda kalıyorsunuz. Bu süreç, sadece birkaç şeftaliyi reçele dönüştürmek için ordunuzdaki askerleri bile madenciye çevirmenize neden olabilir. Ancak, bu uzun soluklu projenin sonunda kurulan kusursuz işleyen sistemi izlemek büyük bir tatmin yaratıyor.

Maden Zenginliği ve Haydut Tehdidi

Harita prosedürel olarak oluşturulduğu için her oynanış farklı dinamikler sunar. Bir şehirde bal üretimine odaklanırken, diğerinde şanslı bir oyuncu altın yatakları bulabilir. Ancak zenginlik, beraberinde sorunları da getirir. Yazarın deneyimlediği gibi, aceleyle inşa edilen altın madenleri, yeterli savunma inşa edilmeden hemen ardından gelen iyi zamanlanmış haydut baskınlarına davetiye çıkarıyor. Yağmalar, şehrinizdeki değerli eşyaların bulunduğu en hassas noktalara (ticaret depoları veya dökümhaneler) odaklanarak, oyuncuyu sürekli olarak surlar, gözetleme kuleleri ve hatta süvari birlikleri inşa etmeye zorluyor.

Eleştirel Bakış: Yavaş Başlangıç ve Denge Sorunu

Her ne kadar Farthest Frontier derin ve sürükleyici olsa da, oyunun ritmi konusunda bazı eleştiriler mevcut. İlk yıllarda, sadece birkaç yerleşimciyle odun kesimi veya geyik avı gibi basit işleri beklerken sık sık hızlandırma düğmesine basmak gerekebiliyor. Nüfus büyümeye başlamadan önce ilerleme yavaş kalıyor.

Öte yandan, şehir 500 sakin civarına ulaşıp ekonomi istikrara kavuştuktan sonra, tempo tekrar düşüyor. Şehrin sorunsuz işlemesi bir noktada tatmin edici olsa da, sıfırdan bir şehir kurmanın verdiği mücadele kadar ilgi çekici olmayabiliyor. Oyun, binlerce kişiyi barındıracak kapasiteye sahip olsa da, bu noktaya gelmeden önce oyuncuların yeni bir meydan okumaya geçme isteği doğabiliyor. Ancak Crate Entertainment, bandit baskınları, vahşi yaşam ve hastalıklar gibi zorlukları kapatma seçeneği sunarak daha huzurlu bir deneyim arayan oyunculara da hitap ediyor.

Kaynak: Bu inceleme, PC Gamer’daki orijinal metin referans alınarak yeniden yorumlanmıştır. Orijinal içeriğe ulaşmak için: Farthest Frontier Review (PC Gamer)