Eclipsium İncelemesi: Dilinizi Kesmeden Kapıyı Açamayacağınız Sınırları Zorlayan Yeni Korku Oyunu

Haber Merkezi

09 October 2025, 09:29 tarihinde yayınlandı

Eclipsium: Dilini Keserek Kapı Açılan, PS1 Estetiğine Sahip Psikedelik Korku Oyunu

Bağımsız oyun dünyası, son yıllarda tuhaflık ve rahatsız edicilik sınırlarını zorlayan yapımlarla adından söz ettiriyor. Bu yeni dalganın en dikkat çekici örneklerinden biri, oyuncuları akıl almaz eylemlere zorlayan bir yapım: Eclipsium. Yayıncılığını Critical Reflex’in üstlendiği bu birinci şahıs korku oyunu, mantığı bir kenara bırakıp saf bir his ve psikedelik kâbus deneyimi sunuyor.

Oyun Mekanikleri: Vücut Korkusu ve Bulmacalar

Eclipsium, klasik korku oyunlarının bilinen ilerleme sistemlerini reddediyor ve oyuncuyu karakterinin bedenine karşı radikal eylemlerde bulunmaya zorluyor. Oyunun merkezindeki en çarpıcı olaylardan biri, karakterinizin bir kapıyı açmak için makas kullanarak kendi dilini kesip, bu organı kapının kilidi yerine kullanmasıdır. Bu, sadece bir anlık şok yaratma hamlesi değil, aynı zamanda oyunun temel felsefesini ortaya koyuyor: ilerlemek için kendinizden bir parça feda etmeniz gerekiyor.

Oyun boyunca karşılaşılan diğer rahatsız edici eylemler arasında, belirsiz ve anlaşılmaz bir makineyi çalıştırmak için karakterin kendi kalbini çıkarması veya gizli yolları görebilmek için elinde büyük bir delik açması da bulunuyor. Eclipsium, bu tür mekaniklerle, oyuncunun konfor alanını sürekli olarak terk etmesini istiyor.

PS1 Estetiği ve Yanlış Hissi

Oyunun görsel estetiği, bağımsız korku oyunlarının giderek artan bir trendi olan PS1 (PlayStation 1) dönemi grafiklerine dayanıyor. Bu düşük çözünürlüklü, pikselli ve "kayan köşe" (swimmy vertices) efektleri, dünyanın kasıtlı olarak bozuk ve tanımlanamaz görünmesini sağlıyor. Bu retro estetik, modern grafiklerin aksine, bilinçli bir bulanıklık ve belirsizlik yaratarak, oyuncunun içinde bulunduğu ortamın temelde yanlış olduğu hissini pekiştiriyor.

Psikedelik Atmosfer ve Yürüyüş Simülatörü Yapısı

Eclipsium'un atmosferi yoğun, parlak ancak şekilleri tanımlanamayan renklerle örülmüş bir kâbusu andırıyor. Oyunun temel yapısı, Resident Evil gibi aksiyon/hayatta kalma odaklı bir korku yerine, daha çok bir 'yürüyüş simülatörü' (walking sim) tarzına yakın. Oynanış, fotofobik solucanların kapladığı yolları temizlemek için ışıkları hareket ettirmek gibi hafif bulmaca öğeleri içerse de, asıl amaç hikayeyi çözmekten ziyade, bu bozuk dünyanın derinliklerinde kaybolmak ve bir sonraki tuhaflığın ne olacağını görme isteği.

Editörün Eleştirel Bakışı: Şok Mu, Sanat Mı? Eclipsium gibi oyunlar, şok edici görselleri ve mekanikleri kullanarak hızla dikkat çekiyor. Ancak bu durum, bazı oyuncular için oyunun sanatsal derinliğini gölgede bırakan bir risk taşıyor. Yine de, bağımsız geliştiricilerin kısıtlı bütçelerle böylesine çarpıcı ve unutulmaz anlar yaratma çabası, oyun dünyasındaki yaratıcı sınırların ne kadar zorlanabileceğinin bir kanıtıdır. Oyun, derin bir mantık zinciri sunmasa bile, yarattığı yoğun ve benzersiz atmosferle kesinlikle denemeye değer.

Eclipsium, geleneksel korku kalıplarını kırmak isteyen, bilinçdışı ve mide bulandırıcı bir deneyim arayan oyuncular için ideal bir seçim olabilir. Bu tuhaf ve deneysel oyun hakkında daha fazla ayrıntıya ve ilk izlenimlere ulaşmak için PC Gamer'daki orijinal kaynak metni inceleyebilirsiniz.