Teknoloji dünyasının en tartışmalı figürlerinden Elon Musk, sık sık video oyunlarına olan tutkusunu dile getiriyor. Favorileri arasında gösterdiği 2000 yapımı siberpunk klasiği Deus Ex ise, onun için özel bir yere sahip. Ancak bu hayranlık, oyunun yaratıcılarından biri için pek de hoş karşılanmıyor. Deus Ex'in yazarı Austin Grossman, Musk'ın oyunu ve kendi dünyadaki yerini tamamen yanlış anladığını belirterek, bu durumun oyunun 'en uzun ve en kötü mirası' olabileceğini söyledi.

Elon Musk, kendisini sık sık statükoya karşı savaşan, düzeni yıkan bir kahraman olarak konumlandırıyor. Deus Ex'e olan sevgisi de bu imajla örtüşüyor gibi görünüyor. Oyunda, oyuncular küresel bir komployu ortaya çıkaran ve güçlü seçkinlere karşı savaşan JC Denton adlı bir karakteri yönetiyor. Musk'ın, özellikle COVID-19 pandemisi sırasında, dünyayı kontrol etmek için yapay bir salgın yaratan komplocularla dolu Deus Ex senaryosuna göndermeler yapması, kendisini bu kahraman rolüyle ne kadar özdeşleştirdiğini gösteriyor.

Yazar Grossman: "Musk'ın Nerede Durduğunu Görememesi Tuhaf"

Oyunun yazarlarından Austin Grossman ise bu duruma tamamen farklı bir pencereden bakıyor. Grossman'a göre Musk, komplolara karşı savaşan kahraman JC Denton değil, tam tersine oyunun ana kötü karakteri, yapay zeka takıntılı ve dünyayı kendi vizyonuna göre şekillendirmeye çalışan milyarder Bob Page'in gerçek hayattaki bir yansıması.

Grossman, "Elon Musk'ın Deus Ex evreninde aslında nerede oturduğunu fark etmemesi çok tuhaf. Çünkü oturduğu yer kesinlikle JC Denton'ın koltuğu değil," diyerek ironiye dikkat çekiyor.

Grossman, Deus Ex'in temelinde güç, kontrol mekanizmaları ve transhümanizmin etik sorgulamalarının yattığını belirtiyor. Musk'ın Neuralink gibi projelerle bu alanda bizzat yatırımcı olması, yazarın endişelerini daha da artırıyor. Grossman için Musk'ın oyuna olan bu sevgisi, ürkütücü bir dünya görüşünün yansıması.

Şeytanın Avukatı: Sadece Bir Oyunu Sevmek Mümkün Değil mi?

Elbette, bir kişinin bir oyunu sevmesi, oyundaki her karakterle veya ideolojiyle hemfikir olduğu anlamına gelmek zorunda değil. Musk, belki de sadece oyunun çığır açan siberpunk estetiğini, rol yapma öğeleriyle harmanlanmış oynanış mekaniklerini ve komplike hikayesini takdir ediyor olabilir. Bir sanat eserini tüketen herkesin, yaratıcısının niyetini birebir paylaşması beklenemez.

Ancak, Musk'ın kamusal kişiliği, X (eski adıyla Twitter) platformunu 'her şey uygulaması' yapma vizyonu ve teknolojiyle toplumu şekillendirme konusundaki iddialı hedefleri, onu ister istemez Deus Ex'in eleştirdiği güç figürlerine yaklaştırıyor. Bu nedenle Grossman'ın eleştirileri, basit bir hayranlık yorumunun ötesinde, günümüz teknoloji liderlerinin kurgusal kötü adamlara ne kadar benzediğine dair bir uyarı niteliği taşıyor.

"Daha Mızmız Bir Kötü Karakterimiz Olmadı"

Grossman, The Independent'a verdiği bir başka röportajda eleştirinin dozunu daha da artırmaktan çekinmemişti. Musk'ın dürüst bir özeleştiri yapmaktan patolojik olarak aciz olduğunu belirten yazar, şu sert ifadeleri kullanmıştı:

"Musk'ın bir Deus Ex kötü adamı gibi olduğunu söylerdim, ancak seride onun kendini gösterdiği kadar mızmız ve kendi kendine hizmet eden hayalperest bir kötü karakterimiz olmadı."

Sonuç olarak, 20 yılı aşkın bir süre önce piyasaya sürülen bir oyun, günümüzün en güçlü figürlerinden birinin eylemleri ve dünya görüşü üzerinden yeniden tartışılıyor. Austin Grossman'ın eleştirileri, kurgunun gerçeğe ne kadar yakınlaşabildiğini ve bazen en büyük hayranların, sevdikleri eserin ana mesajını tamamen gözden kaçırabildiğini acı bir şekilde hatırlatıyor.

Bu haberde yer alan bilgiler, PC Gamer'da yayınlanan Austin Grossman röportajından derlenmiştir.