Devasa robotların (mech) birbirine girdiği, lazerlerin ve füzelerin havada uçuştuğu bir oyun hayal edin. Aklınıza ilk gelen şey muhtemelen adrenalin dolu, kesintisiz bir aksiyondur. Ancak Marvelous Inc. tarafından geliştirilen Daemon X Machina: Titanic Scion, bu beklentiyi alıp tamamen farklı bir potada eritiyor. Oyun, sizi patlamaların merkezine atmadan önce, bir kargo pilotu gibi teslimat yapmaya, maden toplamaya ve sakin bir açık dünyada oradan oraya gezinmeye teşvik ediyor. Şaşırtıcı olan ise bu 'sıkıcı' anların, oyunun heyecanını katbekat artırması.
Öne Çıkanlar
- İki Farklı Oyun Deneyimi: Oyun, sakin ve keşfe dayalı açık dünya görevleri ile yüksek tempolu, hikaye odaklı mech savaşları arasında gidip geliyor.
- Anlamlı 'Sıradanlık': Teslimat, eskort ve kaynak toplama gibi basit görevler, büyük savaşlara hazırlanmak ve ekipman denemek için mükemmel bir zemin hazırlıyor.
- Derin Özelleştirme: Mech'inizin her parçasını, boyasından silahlarına ve iç aksamına kadar değiştirerek tamamen size özgü bir savaş makinesi yaratabilirsiniz.
- Stratejik Savaşlar: Monster Hunter ve Armored Core serilerini andıran savaş mekanikleri, dayanıklılık ve yakıt yönetimi gerektirerek stratejik bir yaklaşım istiyor.
Sakinliğin Gücü: Açık Dünya ve Mavi Yaka Robot Pilotluğu
Daemon X Machina: Titanic Scion, intikam yemini etmiş bir pilotun dramatik kaçışıyla başlıyor. Ancak bu yüksek tempolu başlangıcın hemen ardından oyun frenlere basıyor ve sizi devasa ama büyük ölçüde 'boş' bir gezegene bırakıyor. Modern açık dünya oyunlarının aksine, her köşe başında bir toplanabilir eşya veya temizlenecek düşman kampı bulunmuyor. Bunun yerine, World of Warcraft'ın eski oyuncularının hatırlayacağı 'The Barrens' bölgesinin o uçsuz bucaksız ve sakin atmosferini andıran bir yapı var.
Bu sakinlik, bir tasarım hatası değil, aksine bilinçli bir tercih. Oyun, size 'mavi yaka bir mech pilotu' olmanın nasıl bir his olduğunu yaşatıyor. Bir göreviniz maden cevheri toplamak, bir diğerinde ise düşman bölgesindeki bir NPC'ye eşya götürmek olabiliyor. Bu görevler tek başlarına unutulabilir olsalar da, oyunun genel temposunu ayarlamada kritik bir rol oynuyorlar.
Bu yavaş tempolu anlar, oyuncuya baskı altında kalmadan yeni silahları deneme, mech'inin kontrollerine alışma ve farklı ekipman kombinasyonlarının artılarını eksilerini öğrenme fırsatı sunuyor. Örneğin, bir görev sırasında düşmüş başka bir oyuncunun enkazından bulduğunuz bir pompalı tüfeği, sırf meraktan mech'inize takıp yavaş düşmanlara karşı ne kadar etkili olduğunu keşfedebilirsiniz. Bu özgürlük hissi, oyunun en güçlü yanlarından biri.
Fırtına Koptuğunda: Adrenalin Dolu Savaş Anları
Açık dünyada yeterince 'çalıştıktan' sonra ana hikaye görevlerine döndüğünüzde, oyunun gerçek yüzü ortaya çıkıyor. İşte o zaman Daemon X Machina, Armored Core gibi serilerden bekleyeceğiniz o patlayıcı aksiyonu sunuyor. Devasa, boğa benzeri bir canavarla kapıştığınızı, lazerlerinden kaçarken bir yandan da boynuzlarını parçalayıp zayıf noktalarına saldırdığınızı hayal edin.
Savaşlar, Monster Hunter serisini andıran bir ritme sahip. Hem saldırı hem de kaçınma manevraları için kullandığınız dayanıklılık (stamina) ve uçuş için gereken yakıt barını sürekli dengelemeniz gerekiyor. Kaynaklarınızı tüketmek, mech'inizin aniden durmasına ve sizi savunmasız bırakmasına neden oluyor. Bu nedenle 'açgözlülük' en büyük düşmanınız. Açık dünyada saatlerce yaptığınız o hazırlıklar, tam da bu zorlu dövüşlerde meyvesini veriyor ve kazandığınız zaferi çok daha tatmin edici kılıyor.
Bu Ne Anlama Geliyor? Alışılmışın Dışında Bir Deneyim
Daemon X Machina: Titanic Scion, günümüzün 'her anı dolu dolu olmalı' diyen açık dünya felsefesine meydan okuyor. Oyun, sessiz anların ve hazırlık sürecinin de en az aksiyon kadar değerli olabileceğini gösteriyor. Bu, sadece hedefe koşmak yerine, yolculuğun kendisinden keyif alan, mech'ini yavaş yavaş inşa etmeyi ve her parçasını kendine göre şekillendirmeyi seven oyuncular için tasarlanmış bir deneyim. İntikam planınızı bir süreliğine askıya alıp, maden toplamak ve teslimat yapmak, oyunun sunduğu benzersiz ritmin bir parçası haline geliyor.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
-
S: Oyun ne zaman ve hangi platformda çıkacak?
C: Daemon X Machina: Titanic Scion, 5 Eylül 2024'te Steam üzerinden PC için piyasaya sürülecek. -
S: Oyunun en dikkat çekici özelliği nedir?
C: En ilginç özelliği, yüksek tempolu mech savaşları ile sakin, keşfe dayalı açık dünya görevlerini birleştiren zıtlık üzerine kurulu yapısıdır. Bu, aksiyonu daha vurucu hale getiriyor. -
S: Önceki Daemon X Machina oyununu oynamak şart mı?
C: Hikaye devam etse de, oyunun yapısı ve oynanış mekanikleri yeni oyuncuların da kolayca adapte olabileceği şekilde tasarlanmış görünüyor. Önceki oyunu oynamak hikayeye derinlik katabilir ancak bir zorunluluk değil.
Sonuç olarak, Daemon X Machina: Titanic Scion, mech türüne taze bir soluk getirme potansiyeli taşıyor. Patlamaların gürültüsü kadar, motorunuzun sessiz mırıltısını da önemseyen bir yapım arıyorsanız, 5 Eylül'de garajınızdaki yerini almayı hak ediyor olabilir.
Kaynak: Bu haberin oluşturulmasında PC Gamer tarafından yayınlanan ön incelemeden yararlanılmıştır.