Oyun oynamaya başladığım ilk günden beri rahatlatıcı simülasyon oyunları benim sığınağım oldu. Her şey Animal Crossing: Wild World ile başladı ve oradan itibaren adeta bir çığ gibi büyüdü. Farkına bile varmadan, toplulukları yeniden inşa etmek, ekinler yetiştirmek ve genel olarak bu 'cozy' (huzurlu/rahatlatıcı) olarak etiketlenen oyunlara sandığımdan çok daha fazla enerji harcadığımı fark ettim. Yıllar içinde oyun zevkimi genişletmiş olsam da, kendimi her zaman bu sadık dostlarıma, rahatlatıcı oyunlarıma dönerken buluyorum.
Ancak son zamanlarda "cozy" etiketinin çok sık ve yersiz kullanıldığını hissediyorum. Sanki bu popüler bir akım olduğu için, aslında bu tanıma uymayan oyunlar bile bu şekilde markalanıyor. Yanlış anlaşılmasın, bu yıl Hello Kitty Island Adventure, Fantasy Life i ve hatta pek keyif almasam da Tales of the Shire gibi gerçekten bu etiketi hak eden birçok harika oyun piyasaya sürüldü. Bu örneklerin hepsinin ortak bir noktası var: Bolca vakit geçirdiğiniz karakterler, acele etmeden tamamlayabileceğiniz hedefler ve bir şeylere yeniden hayat verme hissi. İster bir ada, ister bir kasaba, isterseniz de küçük bir toprak parçası olsun...
Pazarlama Stratejisi Olarak 'Cozy' Etiketi
Bir oyunun bu unvanı hak etmesi için illa ki bu formülü takip etmesi gerektiğini düşünmüyorum. Aksi takdirde elimizde sadece 'yaşam simülasyonları' olurdu. Genellikle 'cozy' bir oyun, düşük riskli içeriğe sahip, şiddet içermeyen ve kendi temponuzda oynayabildiğiniz yapımları tanımlar. Fakat PC'deki Leaf Blower Co, Cash Cleaner Simulator veya Nintendo Switch'teki Chillin' By The Fire gibi birçok oyunun, sırf 'cozy' kelimesi şu an çok popüler olduğu için veya kendi türleri yeterince çekici gelmediği için bu şekilde pazarlandığını hissediyorum.
Bir Eleştiri: Bu popüler anahtar kelimeyi oyununuzun etiketine yapıştırdığınızda, konu hakkında derinlemesine araştırma yapmayacak bir grup insanın ilgisini anında çekiyorsunuz. Ve şimdi bu insanlar, kendilerine satılan yarım yamalak bir oyunu oynamak zorunda kalıyorlar. Madem 'cozy' oyunlar revaçta, o zaman kamp ateşi simülatörünüzü bu şekilde pazarlamak, o kitleye ulaşmak için en iyi hamle gibi görünüyor.
Simüle edilebilecek her görev rahatlatıcı ve eğlenceli olmak zorunda değil. Çiftçilik ve yaşam simülasyonlarının popüler olmasının bir sebebi var ve bu sadece tarlada veya bahçede vakit geçirmekle ilgili değil. Çoğu zaman iyi bir çiftçilik simülasyonunu harika bir simülasyondan ayıran şey, yol boyunca tanıştığınız karakterlerdir. Sanal bir dünyadaki bu topluluk hissi, oyuna gerçekten bağlanmanıza yardımcı olur ve birçok yeni 'cozy' oyunun tamamen gözden kaçırdığı bir unsurdur.
Görsellik Her Şey Değildir
Artık bu türdeki oyunların formatı, gerçek deneyimden ziyade dış görünüşe ve sese odaklanıyor gibi görünüyor. Yumuşak renk paletleri, lo-fi ritimler, neredeyse sıfır yönlendirme... Bunların hepsi son zamanlarda 'cozy' etiketiyle gördüğüm birçok oyunun ortak özelliği. Elbette bu unsurlar rahatlatıcı oyunların büyük bir kısmında mevcut ve deneyimi bir araya getirmeye yardımcı oluyorlar, ancak tüm olayı bunlar olmamalı. Bir oyunun içeriği veya hikayesi sıkıcı ya da yarım kalmışsa, arka plana birkaç açık renk ve lo-fi melodi eklemek onu düzeltmez. Yaptığınız şeye herhangi bir amaç eklememeye karar verdiğiniz için başlığa 'cozy' eklemek de sizi kurtaracak bir lütuf değildir. Dürüst olalım, sadece oyununuzu bitirmemişsiniz.
Bu durum özellikle sinir bozucu, çünkü bu tür oyunlar, oyun dünyasına ilk kez ilgi göstermeye başlayan insanlar için bir başlangıç noktası olmuştur. Türün öncülerinden Stardew Valley gibi oyunlar bu tür oyuncular için harikadır, ancak aynı zamanda sayısız çiftçilik, yaşam ve sıradan görev simülatörünün piyasaya sürülmesine ve dijital mağazaları doldurmasına da ilham vermiştir. Oyun oynamaya yeni zaman ve para yatırmaya başladıysanız, birkaç kötü oyun sizi muhtemelen bu hobiden soğutmaya yetecektir.
Sonuç olarak, 'cozy' kelimesinin ne anlama geldiği konusundaki bu savaşı yıllarca sürdüreceğimizden eminim, çünkü bu bir tür değil, bir histir. Günün sonunda rahatlık hissi getiren kişisel bir bağdır. Gördüğüm birçok yapım benim için bu bağı kurmasa da, bazı insanların piyasaya sürülen bu niş oyunlarda bir neşe bulacağını biliyorum. Sadece umuyorum ki bu etiket, yarım kalmış projeleri satmak için umutsuz bir girişim olmak yerine, gerçekten oynaması eğlenceli olan, sıkı sıkıya örülmüş bir oyun grubunu tanımlamak için kullanılır.