Yıllardır beklenen an geldiğinde, oyun dünyasının gözleri Battlefield 6'ya çevrilmişti. Özellikle çok oyunculu modunun sunduğu potansiyel, sızan oynanış testleri, “gerçekçi” kozmetik ürünler ve Call of Duty'yi bile geride bırakan açık beta başarısıyla büyük bir heyecan yaratmıştı. PC'de sorunsuz çalışması, seviye düzenleyici ve sunucu tarayıcısı gibi uzun zamandır hasret kalınan özelliklerin geri dönüşü, serinin hayranlarını adeta coşturmuştu.
Ancak Electronic Arts'ın (EA) yakın zamanda düzenlediği ve Battlefield 6'nın tek oyunculu kampanyasını tanıtan ön izleme turu, bu olumlu havayı bir anda değiştirdi ve pek çok oyuncu için ilk “kötü sürpriz” oldu.
Call of Duty'nin Gölgesinde Bir Senaryo mu?
Ön izlemede sunulan dokuz görevden sadece üçü, Battlefield 6'nın çok oyunculu modunu bu denli cazip kılan dinamiklerden eser taşımıyordu. Geri bildirimlere göre, kampanya doğrusal bir yapıya sahip, olay örgüsü ve çatışmaları sıradan, ara sıra bir ATV sürüşü veya raylı taret sekansıyla kesilen monoton bir ilerleyiş sunuyor. Battlefield Studios yetkilileri, bu kampanyanın oyuncuları Battlefield 6 dünyasına alıştırmayı hedeflediğini belirtse de, görünen o ki, bu deneyim Call of Duty'nin aşina olduğumuz “oyun kitabından” alınmış tekrarlarla doluydu. Bu durum, geniş ölçekli savaş alanları ve özgür oynanışa alışkın Battlefield oyuncuları arasında ciddi endişelere yol açtı.
Hikaye, NATO ülkeleri ile yakın zamanda NATO'dan ayrılan bir koalisyon tarafından özel olarak görevlendirilen askeri şirket Pax Armata arasındaki bir çatışmaya odaklanıyor. Tam oyunun, bu vekalet savaşının ardındaki küresel koşulları daha derinlemesine açıklayıp açıklamayacağı merak konusu. Ancak ilk izlenim, Battlefield Studios'un Pax Armata'yı, yakın gelecekteki bir çatışmayı gerçekçi bir şekilde tasvir etmekten ziyade, güçlü ABD ve İngiliz liderliğindeki NATO güçlerine karşı belirli bir ulusu düşman olarak göstermekten kaçınmak için yarattığı yönünde. Bu yaklaşım, hikaye derinliğini ve gerçekçiliği törpüleyerek, oyuncuların kendilerini hikayeye kaptırmasını zorlaştırabilir.
Sıkıcı Bir Elit Tim: Dagger 13
Kampanyadaki en belirgin Modern Warfare etkilerinden biri de merkezi takım olan Dagger 13: Carter, Murphy, Gecko ve Lopez. Battlefield kampanyalarının karakterleri sınıf rollerine göre şekillendirmesi her zaman serinin beğenilen bir özelliğiydi (lider Carter Assault, Gecko Recon gibi). Ancak bu ekip, Bad Company'nin “sıradan ama karizmatik” askerlerinden çok uzak. Dagger 13, doğrudan CIA altında çalışan seçkin bir Deniz Komando birimi olarak tanımlanıyor. Ancak, aşırı hesapçı, “broody” (kasvetli) ve sıkıcı karakterleriyle öne çıkıyorlar. Sıkça anlaşılması zor kısaltmalar kullanmaları, oyuncunun hikayeye tam olarak dahil olmasını engelliyor. Lider Carter'ın sarsılmaz özgüveni, soğukkanlılığı ve keskin sakalları ise doğrudan Captain Price'ı anımsatıyor.
Serinin çok oyunculu kısmında isimsiz askerlere geri dönmesiyle, kampanyasının da çocukluğumuzda defalarca izlediğimiz savaş filmlerinden ilham alan, görevle ilerleyen ama kara mizahla beslenen hikayeleri çağrıştırmasını ummuştuk. Ancak Dagger 13, günümüzün popüler aksiyon dizilerindeki kahramanlar gibi fazla ciddi ve elit kalarak bu beklentileri boşa çıkarıyor.
Battlefield Deneyimini Kısıtlayan Oynanış Unsurları
Battlefield 6 kampanyası, oyuncuya “Battlefield'vari” özgürlükler tanıma konusunda oldukça cimri davranıyor. “Tank sürebilir miyim? Hayır. Bu demirin üzerinden atlayıp binanın etrafından dolaşabilir miyim? Hayır, dar görev alanının dışındasın. Bu duvarda bir delik açıp düşmanlara daha iyi bir açı yakalayabilir miyim? Hayır, yıkılmaz.” gibi kısıtlamalarla sıkça karşılaşılıyor. Bu durum, Battlefield serisinin temelini oluşturan sandbox (açık dünya) oynanış ve çevresel yıkım özgürlüğüne taban tabana zıt bir yaklaşım sergiliyor.
Oyuncu, zamanla bu kısıtlamalara direnmeyi bırakıp kampanyanın agresif ve yapay yapısına teslim olmak zorunda kalıyor. Tam da bu noktada, ikinci görev devreye giriyor: Bir başka Call of Duty klasiği olan gece görüş gözlüklü ev sızma. Modern Warfare 2019'un akılda kalıcı “Going Dark” seviyesinden ilham alan bu görev, aynı gerilimi yaratmaktan uzak kalıyor. NATO, Pax Armata ortaya çıkmadan önce New York'taki tüm sivilleri bir şekilde tahliye ettiği için, oyuncu kapılardan fırlayıp her şeyi patlatırken masum birine zarar verme riski taşımıyor. Bu durum, görevlere derinlik katacak potansiyel ahlaki ikilemleri ortadan kaldırarak deneyimi yüzeysel kılıyor.
Üç Görevin En İyisi: Ember Strike
Ön izlemedeki üç görev arasında en iyi olanı “Ember Strike” idi. Bu mini sandbox görevi, sanki bir Conquest maçı gibi oynanıyor; savaş birliği Tacikistan'daki bir Pax Armata üssündeki uçaksavar mevzilerini etkisiz hale getiriyor. Bu sefer Recon Gecko olarak oynamak, işleri yavaşlatmak ve nasıl ilerleyeceğinize karar vermek açısından hoş bir değişiklik sunuyordu. Yine de taktiksel açıdan pek zengin değildi; gizlilik imkansızdı ve yine araç kıtlığı vardı (sadece Jeep'ler ve ATV'ler). Ancak en azından, bomba atan sınırsız keşif dronlarına sahip olmak (ki bu çok oyunculu modda oldukça korkutucu olurdu) bir avantajdı.
Değer Katılan Bölüm: Battlefield Serisinin DNA'sı ve Beklentiler
Battlefield serisi, geniş haritaları, araç odaklı çatışmaları, çevresel yıkımı ve çok oyunculu modlardaki destansı savaş anlarıyla tanınır. Serinin tek oyunculu kampanyaları genellikle bu ana deneyimin bir uzantısı olarak görülür ve oyunculara bu büyük ölçekli savaşların içine dalma fırsatı sunar. Referans metinde belirtilen kısıtlamalar (tank sürememe, duvarları yıkamama, doğrusal ilerleyiş), serinin temel dinamiklerinden uzaklaşma anlamına geliyor. Bu durum, oyuncuların bir Battlefield kampanyasından beklediği özgürlük ve etkileşim seviyesini ciddi şekilde düşürüyor.
Öte yandan, Call of Duty serisi daha çok sinematik, lineer ve yüksek tempolu, karakter odaklı kampanyalarıyla öne çıkar. Battlefield 6 kampanyasının bu yolu izlemesi, serinin kendi kimliğinden ödün vererek daha geniş bir kitleye hitap etme çabası olarak yorumlanabilir. Ancak bu, uzun soluklu hayran kitlesi için bir hayal kırıklığına yol açabilir. Geliştiricilerin, serinin benzersiz özelliklerini korurken, tek oyunculu hikayelere nasıl bir denge getireceği merak konusu.
Bu tür kararların yanı sıra, modern oyun dünyasında monetizasyon stratejileri ve güvenlik önlemleri de oyuncu deneyimini derinden etkiliyor. Örneğin, Counter-Strike 2'nin "Genesis Uplink Terminali" ile getirdiği yeni skin edinme yöntemi, şeffaflık vaatlerine rağmen fahiş fiyat teklifleri ve kumar algısı nedeniyle geniş çaplı eleştirilere maruz kaldı. Ayrıca, Battlefield 6 gibi popüler oyunlarda hileyle mücadele için Güvenli Önyükleme (Secure Boot) gibi sistem düzeyindeki zorunluluklar, çekirdek düzeyinde erişim ve Linux uyumluluğu gibi konularda oyuncu topluluğunda yeni tartışmaları tetikliyor. Bu örnekler, geliştiricilerin sadece oyunun içeriğini değil, aynı zamanda ekonomik modellerini ve teknik gereksinimlerini de oyuncu beklentileriyle uyumlu hale getirme zorunluluğunu ortaya koyuyor.
Sonuç: Umut Çok Oyunculu Modda mı?
Battlefield 6'nın kampanyasının henüz görülmemiş diğer üçte ikisi, belki de oyunun genel izlenimini değiştirebilir ve daha olumlu bir tablo çizebilir. Ancak bu, sadece bir başlangıç ise, ana yemek için yerimizden fırlayacağımızı söylemek güç. Parlak tarafı ise, çoğu oyuncunun Battlefield'a kampanya için gelmediği gerçeği. Serinin gerçek gücü, genellikle çok oyunculu modlarında yatar ve bu alandaki olumlu izlenimler, oyunun genel başarısı için umut vaat ediyor.
Oyuncuların, derin ve özgür bir tek oyunculu deneyimden ziyade, Battlefield'ın kalbinin attığı çok oyunculu arenaya odaklanması bekleniyor. Yine de, böylesine büyük bir serinin kampanyasının, rakip bir markanın gölgesinde kalması, uzun vadede markanın algısı üzerinde olumsuz etki yaratabilir.
Kaynak:
Bu haber metni, PC Gamer'da yayımlanan "So far, the Battlefield 6 campaign is satisfied being a Call of Duty cover band" başlıklı makaleden derlenerek hazırlanmıştır.
