ABD merkezli teknoloji şirketleri, ürünlerinin üretimi ve bileşen tedariği konusunda büyük ölçüde Çin ve Tayvan gibi Asya ülkelerine bağımlı durumda. Ancak, Wall Street Journal'ın (WSJ) aktardığı bilgilere göre, Trump yönetiminin gündeminde olan yeni bir plan, bu dengeleri kökten değiştirebilir ve ABD’li teknoloji şirketlerini devasa bir ikilemle karşı karşıya bırakabilir.
Rapora göre, Ticaret Bakanı Howard Lutnick, ABD yarı iletken endüstrisinin üst düzey yöneticileriyle bu fikri görüştü: Eğer ABD'li firmalar, yerel olarak üretilen yarı iletken çiplerle ithal ettikleri çipler arasında 1:1 oranını sağlayamazlarsa, ciddi gümrük vergileriyle (tarife) cezalandırılacaklar. Bu kural, küresel tedarik zincirinde büyük bir deprem yaratma potansiyeli taşıyor.
1:1 Kuralı Ne Anlama Geliyor? Nvidia Örneği
Peki, bu radikal zorunluluk, şu anki işleyişi nasıl etkileyecek? Günümüzün en büyük teknoloji oyuncularından biri olan Nvidia, neredeyse tüm çiplerini ve elektronik bileşenlerini ABD dışındaki şirketlerden temin ediyor. Örneğin, grafik işlem birimleri (GPU) ve yapay zekâ sunucu yongaları büyük ölçüde Tayvan merkezli TSMC tarafından üretiliyor; devre kartları ve diğer parçalar ise Çin'de imal ediliyor.
1:1 oranına uyum sağlamak için Nvidia gibi devlerin, ya tedarik zincirlerini tamamen yeniden yapılandırması ya da mevcut tedarikçilerinin ABD içinde büyük üretim tesisleri kurmasını sağlaması gerekecek. Şu an için uygulanacak tarifenin büyüklüğü veya niteliği belirsiz olsa da, bu tehdidin kendisi bile şirketleri büyük bir dönüşüme zorlamaya yetecek güçte.
ABD Yarı İletken Üretimi Asya Devlerine Nasıl Rakip Olacak?
Öne Çıkan Zorluklar: Kapasite ve Maliyet
Plana yönelik en büyük soru işareti, ABD'nin bu kadar kısa sürede küresel talebi karşılayacak yerel üretim kapasitesine nasıl ulaşacağıdır. ABD'de Intel, GlobalFoundries ve Micron gibi önemli oyuncular bulunsa da, Tayvan (TSMC), Güney Kore (Samsung), Çin, Japonya ve Singapur'un birleşik üretim kapasitesi, ürün yelpazesi ve teknolojik derinliği göz önüne alındığında, ABD'nin bu seviyeye çıkması zaman ve devasa yatırım gerektirecek.
Tedarik zincirini bu denli hızlı değiştirmek için gereken maliyetler, muhtemelen uygulanacak gümrük vergisinden bile daha yüksek olabilir. Sektör analistleri, bu zorunlu dönüşümün teknoloji ürünlerinin nihai fiyatlarına kaçınılmaz olarak yansıyacağını öngörüyor.
Güvenlik Avantajı ve Ekonomik Risk Dengesi
Bu tür bir politikanın savunucuları, yarı iletken tedarik zincirinin ulusal sınırlar içinde daha eşit dağıtılmasının jeopolitik istikrar ve ulusal güvenlik açısından büyük faydalar sağlayacağını öne sürüyor. Tek bir bölgeye aşırı bağımlılık, herhangi bir kriz anında tüm ABD ekonomisini felce uğratabilir.
Ancak, planın eleştirel yönü ise ekonomiktir. Finansal olarak zor zamanlardan geçen veya kâr marjları düşük olan teknoloji firmaları, bu radikal ve hızlandırılmış değişimin mali yükü altında ezilebilir. Bu, özellikle küçük ve orta ölçekli donanım üreticileri için felaket anlamına gelebilir. Hatta büyük oyuncular bile, uzun vadeli altyapı yatırımları (örneğin TSMC'nin Arizona'daki tesisi gibi) yaparken kısa vadede büyük aksaklıklar yaşayabilir.
Gelecek Belirsiz: Taahhütler ve Muafiyet Dönemleri
WSJ raporu, planın potansiyel uygulamasına dair bazı esneklikler de içerdiğini belirtiyor. Şirketlerin, gerekli altyapıyı ABD'de kurmak için kendilerine zaman tanıyacak üretim taahhütleri vermelerine izin verilebilir. Ayrıca, yerel üretimin hızlandırılması için bir 'muafiyet dönemi' veya 'geçiş süresi' de sağlanabilir.
Şu aşamada her şey spekülasyondan ibaret olsa da, Trump yönetiminden gelecek resmi bir açıklama, teknoloji dünyasının geleceğini belirleyecek. ABD'nin çip ithalatını önemli ölçüde azaltma yönündeki bu adımı, hem büyük bir fırsat hem de endüstri için büyük bir felaket potansiyeli taşıyor.
Kaynak: Haberin detaylarına ve orijinal analize ulaşmak için PC Gamer'daki makaleye göz atabilirsiniz.