Netflix'in global bir fenomene dönüşen dizisi "Wednesday", "Here We Woe Again" (İşte Yine Yandık) adlı bölümle ikinci sezonuna merhaba dedi. Alfred Gough ve Miles Millar'ın yaratıcılığında, efsanevi yönetmen Tim Burton'ın dokunuşlarıyla hayat bulan dizi, psişik yeteneklere sahip, gotik ve gizemli genç Wednesday Addams'ın maceralarını konu alıyor. Jenna Ortega'nın kusursuz bir şekilde hayat verdiği karakter, yaz tatilini kehanet yeteneklerini geliştirerek ve bir seri katille tehlikeli oyunlar oynayarak geçirdikten sonra Nevermore Akademisi'ne geri dönüyor.
Nevermore'da Hiçbir Şey Eskisi Gibi Değil
Ancak Nevermore'da işler bıraktığı gibi değildir. Wednesday'in vaktini hızla meşgul etmeye başlayan şok edici bir gizem, onu Jericho kasabasının ve dışlanmışlarla olan karanlık geçmişinin sırlarını açığa çıkarmaya iter. Bu sezon, Addams ailesinin geçmişine dair daha fazla detaya, özellikle de Wednesday ve annesi Morticia (Catherine Zeta-Jones) arasındaki gergin ilişkinin kökenlerine iniliyor. İlk sezon kadar heyecan verici ve derinlikli olan yeni bölümler, izleyiciyi koltuğuna bağlıyor.
Yaz boyunca "Gölgeler Kitabı"nı didik didik eden Wednesday, psişik yeteneklerinde ustalaştığına inanmaktadır. Yine de, bir görüm sırasında yüzünden akan siyah gözyaşları, onu derinden endişelendirmeye başlamıştır. Bu durumu sırdaşı Şey'e (Victor Dorobantu) yemin ettirerek annesinden gizlemeye kararlıdır. Okula dönüş, en azından annesi Morticia'nın sürekli tepesinde olmadığı bir ortamda yazılarına devam etme fırsatı sunacaktır.
Kampüste Yeni Yüzler ve Artan Gerilim
Bu yıl dışlanmışların okulu Nevermore, eski huzurlu sığınağı olmaktan uzaktır. Birincisi, Wednesday'in statik elektrik üretme yeteneğinde zar zor ustalaşmaya başlayan küçük kardeşi Pugsley (Isaac Ordonez) artık okula kaydolmuştur ve Wednesday'in onun sakarlıklarına ayıracak vakti yoktur. Ayrıca, okulu şeytani Marilyn Thornhill (Christina Ricci) tarafından kontrol edilen bir Hyde olan Tyler'dan (Hunter Doohan) kurtardıktan sonra kampüste bir nevi ünlü olmuştur. Bu istenmeyen şöhret, kararlı bir takipçi ve en iyi arkadaşı Enid (Emma Myers) hakkındaki tüyler ürpertici bir görüm, Wednesday'in insanlardan kaçma arzusuna pek de iyi gelmez.
Okulun yeni müdürü Barry Dort (Steve Buscemi) ve yaklaşan gala için bağış toplamak üzere Morticia'dan yardım istemesiyle Wednesday, Nevermore'un artık merhum Müdür Weems (Gwendoline Christie) yönetimindeki kurum olmadığını acı bir şekilde fark eder.
Derinleşen Gizemler ve Aile Sırları
Tıpkı ilk sezon gibi, "Wednesday"in ikinci sezonunun ilk kısmı da ürkütücü, tuhaf ve gizem dolu. Wednesday, Enid hakkındaki şok edici görümünü çözmek ve gerçekleşmesini önlemek için zamana karşı yarışırken, kehanetlerinin henüz kavramadığı daha karanlık yönleri olduğunu anlar. Bu durum, Wednesday ile Enid arasında sürtüşmeye neden olur. Diğer yandan, araştırmaları sırasında uzun süredir gizli kalmış bir Addams ailesi sırrına rastlaması ve büyükannesi Frump'ın (Joanna Lumley) gelişi, annesiyle olan gergin ilişkisini daha da kötüleştirir.
Eleştirel Bir Bakış: Dizi, Charles Addams klasiğinin "Netflix-leştirilmiş" bir versiyonu olduğu ve Nevermore'un bir Hogwarts benzeri kurum olarak konumlandırıldığı yönünde eleştiriler alsa da, bu durum şovun ince detaylarını, gizemli karanlığını veya Ortega'nın karakter üzerindeki hakimiyetini azaltmıyor. Sezonun ikiye bölünmesi ise birçok izleyici tarafından gereksiz bir bekleyiş olarak görüldü.
Genel olarak, "Wednesday" 2. Sezon, 1. Kısım, Tim Burton'ın dünyalarını bu kadar büyüleyici kılan görsel şöleni sunmaya devam ediyor. Addams ailesinin artan ekran süresi, katmanlı gizemler ve Jenna Ortega'nın liderliğindeki dizi, üç yıl önceki ilk çıkışında olduğu gibi hâlâ çarpık, cezbedici ve bir oturuşta izlenesi bir yapım. Ergen odaklı gibi görünen temaların altında yatan anne-kız ilişkileri, dışlanmışlık hissi ve arkadaşlıkların gelgitleri gibi evrensel mesajlar, dizinin başarısını pekiştiriyor.
"Wednesday" 2. Sezon, 1. Kısım, şimdi Netflix'te yayında.