Netflix'in fenomen dizisi The Witcher'daki Eist Tuirseach rolüyle ve eleştirmenlerden tam not alan Lamb filmindeki performansıyla küresel bir tanınırlığa ulaşan İzlandalı aktör Björn Hlynur Haraldsson, bu kez kamerasını ülkesinin gizemli geçmişine çeviriyor. Haraldsson, The Northman ve Lamb gibi yapımların Oscar adayı senaristi Sjón ile birlikte, 1940'ların Reykjavik'inde geçen doğaüstü ve romantik bir trajedi olan Klara filmi için hazırlıklara başladı.
Haugesund'daki Nordic Co-Production Market'te tanıtılan proje, şimdiden sinema dünyasında heyecan yaratmış durumda. Film, sadece bir dönem draması olmanın ötesinde, insan ruhunun en karanlık ve umut dolu anlarını keşfetmeyi amaçlıyor.
Gerçek Olaylardan Esinlenen Bir Aşk ve Aldatma Hikayesi
'Klara', 1940'ların başında, savaşın gölgesindeki Reykjavik'te geçiyor. Hikayenin merkezinde, doğaüstü dünyayla eşsiz bir bağı olan Klara adında bir medyum kadın yer alıyor. Klara, karısının ölümünün ardından yasa boğulmuş bir polis dedektifine ulaşarak ona öteki dünyadan haberler getirebileceğini vaat eder. Bu teklif, dedektifi inanç, aldatmaca ve acı dolu bir Araf'ın içine çeker.
Projenin arkasındaki itici gücü anlatan Haraldsson, “'Klara'nın tohumları, 1940'ların başında İzlanda'da yaşanan ve ünlü bir medyumun hayatının suç, yas ve savaş politikalarıyla kesiştiği gerçek bir vakadan geliyor. İnanç ve aldatmaca arasındaki o bulanık çizgi, özellikle insanlar yas tutarken ve bir anlam arayışındayken beni hep büyülemiştir,” ifadelerini kullanıyor.
Haraldsson, filmin atmosferi ve görsel paleti için 1945 yapımı klasik 'Leave Her to Heaven' filminden ilham aldığını belirtirken, İzlanda'nın hem güzelliği hem de tehditkar yönüyle öne çıkan coğrafyasının da filmin önemli bir karakteri olacağının altını çiziyor.
Projenin Kilit İsimleri
'Klara'nın arkasında, her biri kendi alanında rüştünü ispatlamış isimlerden oluşan güçlü bir ekip bulunuyor. Bu durum, projenin potansiyelini daha da artırıyor.
- Yönetmen/Senarist: Björn Hlynur Haraldsson (The Witcher, Lamb, Blackport)
- Ortak Yazar: Sjón (Lamb, The Northman, Dancer in the Dark)
- Yapımcılar: Vesturport (İzlanda), Boom Films (İngiltere)
- Bütçe: 5.8 Milyon Dolar
İzlanda Sinemasının Yükselişi: 'Klara' Yeni Bir Başarı Halkası Olabilir mi?
Son yıllarda Lamb, A White, White Day gibi filmler ve Blackport, Trapped gibi dizilerle İzlanda sineması kendine özgü, atmosferik ve derinlikli anlatımıyla uluslararası arenada dikkat çekiyor. Sjón ve Haraldsson gibi isimlerin bu projede bir araya gelmesi, bu yükselişin bir tesadüf olmadığını kanıtlar nitelikte. Nitekim 'Klara'nın tanıtıldığı aynı platformda, ünlü yönetmen Baltasar Kormákur'un sürpriz bir kararla oyunculuğa döndüğü 'Dark Ocean' filminin de duyurulması, bu hareketliliğin en güncel kanıtlarından biri. 'Klara', bu akımın devamı olarak İzlanda'nın kültürel ihracatına yeni bir soluk getirebilir.
Uzun yıllardır televizyon dizilerinde karakter derinliğine odaklandığını belirten Haraldsson, artık sinemanın “tek bir sürükleyici duygusal ve görsel deneyimde seyirciyi tutma gücüne” geri dönmek istediğini söylüyor. Bu bağlamda 'Klara', televizyonun katmanlı anlatımı ile sinemanın yoğun atmosferini birleştiren bir köprü görevi görecek.
Peki Projeyi Hangi Zorluklar Bekliyor? (Şeytanın Avukatı)
Her ne kadar 'Klara' kağıt üzerinde heyecan verici dursa da, projenin önünde bazı potansiyel engeller de bulunuyor. 5.8 milyon dolarlık bütçe, bir dönem filminin gerektirdiği detaylı prodüksiyon tasarımı için iddialı ama aynı zamanda kısıtlayıcı olabilir. 1940'ların Reykjavik'ini yeniden yaratmak, hem maliyetli hem de sanatsal olarak zorlayıcı bir süreç.
Ayrıca, romantik trajedi, gerilim ve doğaüstü unsurları dengeli bir şekilde harmanlamak hassas bir yönetmenlik gerektiriyor. Bu türler arasındaki geçişlerin doğru yapılamaması, filmin tonunu zedeleyebilir. Ancak, projenin arkasındaki deneyimli ekip, bu zorlukların üstesinden gelebilecek potansiyele sahip olduklarının sinyalini veriyor.
Gelecek Planları ve Uluslararası Hedefler
Björn Hlynur Haraldsson, bu projede tamamen kameranın arkasında olacağını ve başroller için bazı uluslararası aktörlerle erken görüşmelere başladığını belirtti. Yapımcı Rakel Gardarsdóttir ise hikayenin evrensel bir soru olan “öldükten sonra ne olur?” temasını işlemesi sayesinde büyük bir uluslararası ilgi çekeceğine inandığını ifade etti. Ekip şu anda filmin finansmanını tamamlamak ve dağıtım ortakları bulmak için görüşmelerini sürdürüyor.
Bu sırada Haraldsson'un, Kristin Scott Thomas için yazdığı İngilizce bir proje olan “In a Lifetime” üzerinde de çalıştığı biliniyor. Bu durum, İzlandalı sanatçının yaratıcılığının sınır tanımadığını gösteriyor.
Bu haberde yer alan bilgiler, Variety'de yayınlanan özel bir rapora dayanmaktadır.