Fox ekranlarının efsanevi animasyon serisi The Simpsons, 37. sezonunda bile yıllık korku geleneğini sürdürürken, ‘Treehouse of Horror XXXVI’ bölümünün müzikleri izleyicileri şaşırttı. Bu özel bölümün bestecisi Kara Talve ve yapımcı Russell Emanuel, müziklerin sadece korku teması taşımadığını, aynı zamanda John Williams’ın klasikleşmiş eserlerine saygı duruşunda bulunduğunu ve deneysel ses tasarımının sınırlarını zorladığını ortaya koydu.
Hans Zimmer’in kurucusu olduğu Bleeding Fingers Music bünyesinde çalışan Talve, altıncı kez bu ürkütücü seriye hayat veriyor. Her ne kadar bir parodi bölümü olsa da, ‘Treehouse of Horror’ın besteleri, güncel film müziği trendlerini yakından takip eden karmaşık yapısıyla dikkat çekiyor.
Bölüm 1: 'The Last Days of Crisco' – John Williams ve İğrenç Sesler
Bölümün ilk segmenti olan “The Last Days of Crisco”, Springfield kanalizasyonlarından çıkan, kurbanlarından yağ emen ‘Fatberg’ adlı canavarı merkeze alıyor. Bu segmentin müziği, doğrudan Steven Spielberg’ün 1975 yapımı klasiği Jaws'a gönderme yapıyor.
“Fatberg’in müziği, keyifli bir şekilde iğrenç ve mide bulandırıcı olmak zorundaydı. Bu yüzden iğrençliği müzikle puanlamalıydık.” - Russell Emanuel.
Talve, bu amaca ulaşmak için John Williams’ın yoğun orkestral sound'una yöneldi. Besteci, “Gerçekten John Williams tarzına gittik; ağır orkestra müziği ve abartılı büyük bakır nefesliler kullandık,” diyor. Talve ve Emanuel, bu ‘iğrenç’ etkiyi artırmak amacıyla notaların yerlerini değiştirerek bilinçli bir uyumsuzluk (dissonance) yarattılar. Bu durum, parodinin ciddiyetini artırırken, dinleyicinin psikolojik olarak rahatsız edilmesini hedefliyor.
Bölüm 2: Krusty ve Şeytanın Senfonisi
İkinci segment, ‘Clown Night with the Devil’, Krusty the Clown’ın canlı Cadılar Bayramı programına Şeytan'ın (Idris Elba seslendiriyor) konuk olmasıyla yaşanan kaosu konu alıyor. Bu kısımda müzik, tamamen farklı bir yöne kayarak orkestradan uzaklaşıyor ve ağır sentetik seslere geçiyor.
Kara Talve, bu segment için 2023 yapımı korku filmi Late Night With the Devil'ı referans aldığını belirtiyor. Şov yapımcısı Mike Price’ın özel bir isteği vardı: şeytan tarafından ele geçirilmiş karakterlerden gelen ‘demonic hum’ (iblis uğultusu) sesi. Talve, filmi izledikten sonra Price’ın bahsettiği o içten gelen gürültüyü nihayet anladığını söylüyor. Amaç, müziğin dışarıdan bir skor gibi değil, karakterlerin kendi içlerinden kaynaklanan kötücül bir enerji gibi hissettirilmesiydi. Bu yaklaşım, modern korku medyasının, atmosfer yaratmak için geleneksel melodilerden çok ses tasarımına odaklandığını gösteriyor.
Bölüm 3: Plastik Dünya ve Geri Dönüşüm Müzik Aletleri
Üçüncü ve son segment olan “Plastic World” ise Springfield’ı Buzz Cola şişeleriyle kaplanmış, distopik bir gelecekte resmediyor. Bu parça, diğerleri gibi saf korku yerine, daha çok karamsar bir bilimkurgu hissiyatı taşıyor. Müzikal olarak, ekibe ünlü ahşap nefesli enstrüman virtüözü Pedro Eustache katıldı.
Emanuel ve Talve, bu distopik dünyaya özgü bir ses yaratmak için benzersiz yöntemlere başvurdu. Pedro Eustache, bilinen nefesli enstrümanlarının (Wilding Horn gibi) yanı sıra, kendisinin yaptığı enstrümanları da kullandı. Emanuel’in ifadesiyle, Eustache, “PVC borudan devasa bir şey yapmıştı” ve bu enstrüman, ‘Plastic World’ segmentinin ana seslerinden biri oldu. Bu, Hollywood seviyesinde bile bütçe veya konsept ne olursa olsun, yaratıcılığın ve deneysel yaklaşımın klasik müzik aletlerinin sınırlarını aşabileceğinin çarpıcı bir kanıtıdır.
Eleştirel Bakış: Parodi ve Orijinallik Arasındaki İnce Çizgi
The Simpsons’ın bu tür antoloji bölümleri, eskinin klasik eserlerine (Jaws) saygı duruşunda bulunurken, aynı zamanda güncel popüler kültüre (Late Night With the Devil) gönderme yapma zorunluluğunu taşıyor. Kara Talve ve ekibinin başarısı, taklit etmeden ilham almakta yatıyor. Klasik orkestral yapıyı alıp onu 'iğrenç' kılmak için manipüle etmek veya sesin karakterin içinden geliyormuş gibi tasarlanması, sadece gönderme yapmakla kalmayıp, parodiye özgün bir sanatsal değer katıyor. Bu, modern bestecilerin, hem nostaljiyi yakalaması hem de daima yeni ve unutulmaz sesler yaratması gereken karmaşık bir dengeyi nasıl kurduğunu gösteriyor.
Kaynak: Variety