Efsanevi müzisyen Paul McCartney'nin The Beatles sonrası dönemi, özellikle 1970'lerdeki Wings grubuyla olan macerası, 'Man on the Run' belgeseliyle yeniden gündeme geldi. Morgan Neville yönetmenliğindeki bu yapım, Telluride Film Festivali'ndeki prömiyerinin ardından hem büyük ilgi topladı hem de bazı tartışmaları beraberinde getirdi. Peki, McCartney'nin Wings yıllarına dair bu yeni bakış açısı, gerçekten de müziğinin hak ettiği değeri teslim ediyor mu, yoksa sadece geçmişin bir tekrarı mı?
McCartney'nin Yükselişi: Bir İhtiyaç mı, Bir Zorunluluk mu?
The Beatles'ın dağılmasının ardından Paul McCartney'nin müzik dünyasındaki yerini sağlamlaştırması, kimileri için şaşırtıcı bir durum olarak görülmeyebilir. Ancak 'Man on the Run' belgeseli, bu dönemin ne kadar verimli ve yenilikçi olduğunu bir kez daha vurgulama gereği duyuyor gibi. Festival izleyicileri arasında bile, McCartney'nin Beatles sonrası dönemde de böylesine harika müzikler üretebildiğine şaşıranlar oldu. Bu durum, 'Acaba Paul McCartney'nin bu dönemi hala bir tür 'aklama'ya mı ihtiyaç duyuyor?' sorusunu akıllara getiriyor. Belgeselin yönetici yapımcılığını McCartney'nin üstlenmesi ve sonbaharda çıkacak bir kitapla desteklenmesi de bu yöndeki iddiaları güçlendiriyor.
'Ben bir John (Lennon) hayranıydım' gibi yorumlar, bazı dinleyicilerin McCartney'nin 70'lerdeki müziklerine neden bu kadar uzun süre mesafeli durduğunu açıklayabilir. Ancak 'Jet' ya da 'Let Me Roll It' gibi şarkıların çekiciliğine 50 yıl boyunca direnmek, müziğin evrensel gücünü göz ardı etmek anlamına geliyor olabilir.
Bir Şarkı Kutusu Eğlencesi, Derinliksiz Bir Yorum mu?
'Man on the Run', izleyiciye büyük bir keyif vaat ediyor. Belgesel, McCartney'nin 20. yüzyıl pop müziğinin en yetenekli zanaatkarlarından biri olduğunu, hatta The Beatles olmasaydı bile 'Maybe I'm Amazed' gibi eserleriyle bu unvanı hak edeceğini çarpıcı kliplerle gözler önüne seriyor. Film, hit şarkılar arasında hızlı geçişlerle, McCartney'nin dehasının nasıl ardı ardına parladığını hissettiriyor.
Eleştirel Bakış Açısı: Belgeselin en büyük eksikliği, 'çığır açıcı' olmaması. McCartney'nin Wings dönemine dair gerçekten yeni bilgiler arayan sıkı hayranlar, filmde derinlemesine bir analiz bulmakta zorlanabilir. Daha çok yüzeysel bir hatırlatma veya genç nesillere bir giriş niteliğinde olan bu yapımdan, sanatçının karmaşık iç dünyasına dair çok fazla yeni kapı açılması beklenmemeli. Asıl derinlikli yorumların, sonbaharda yayımlanacak olan 576 sayfalık 'Wings: The Story of a Band on the Run' kitabında olması muhtemel.
Görüşme Eksikliği ve Belgesel Formunun Sınırları
Belgeselin bir diğer tartışmalı yönü ise Paul McCartney'nin kamera karşısına geçmemesi. Günümüzde artan bir trend olarak, 'Man on the Run'daki tüm röportajlar sadece sesli anlatım olarak sunuluyor. Eğlence dünyasının en sevimli kişiliklerinden biriyle yüz yüze bir görüşme bekleyen izleyiciler için bu durum, ciddi bir hayal kırıklığı yaratıyor. Zengin arşiv görüntüleri inkar edilemez bir zevk sunsa da, McCartney'den sadece bir dizi telefon görüşmesi alıyormuşuz hissi, belgeselin etkisini azaltıyor.
Wings: Bir İhtiyaç mı, Bir Deney mi?
The Beatles sonrası dönemde McCartney'nin Wings'i kurma kararı, hardcore hayranlar arasında hala tartışılan temel bir soru. Bu, gerekli bir adımdı mı, yoksa muhteşem sonuçlar doğuran gereksiz bir deney miydi? 'Man on the Run', McCartney'nin 'kontrol delisi' olarak bilinen kişiliğinin, kendi yaratıcı dürtülerini tatmin etmek için bir grup kurma çelişkisini kısaca ele alıyor. Denny Laine gibi isimlerin sürekli değişen kadrodaki varlığı ve 'Band on the Run' gibi ikonik albümlerin ortaya çıkışı, grubun müziğe yaptığı katkının altını çiziyor.
Wings'in dağılmasından sonra McCartney'nin solo kariyerine hız kesmeden devam etmesi, 'Coming Up' klibiyle gösterilirken, grup üyelerinin bu durumdan haberdar olmaması dikkat çekiyor. McCartney, Japonya'daki esrar tutukluluğunun Wings'in son turnesini engellemesiyle, grubun statükosunun devam etmesi gerekip gerekmediğini sorguladığını belirtiyor.
John Lennon'ın Gölgesi ve Kapanış
Belgeselin diğer bir odak noktası ise John Lennon'ın ölümü. McCartney'nin bu olaya verdiği 'Drag, isn't it?' yanıtı uzun süre yersiz bulunmuştu. Ancak Sean Ono Lennon'ın (yine sesli anlatım olarak) McCartney'yi o anki şok haliyle savunması, bu konuya yeni bir bakış açısı getiriyor. Filmin sonunda, Wings'in McCartney'nin Lennon ile yaşadığı ayrılık travmasını atlatmasına yardımcı olup olmadığına dair net bir sonuca varılamıyor. Yönetmen Neville bu sorunu çözmekten kaçınıyor gibi görünse de, McCartney'nin yaklaşan kitabında bu derin konuya daha fazla eğilmesi bekleniyor.
Paul McCartney'nin Kayıp Bas Gitarının Hikayesi: 'The Beatle and the Bass'
Paul McCartney'nin müzik kariyerindeki diğer önemli bir gelişme ise, tam 51 yıl sonra gizemli bir şekilde ortaya çıkan kayıp Höfner bas gitarının destansı hikayesini konu alan 'The Beatle and the Bass' adlı belgesel. Arthur Cary'nin yönettiği ve BBC Arts için Passion Pictures tarafından hazırlanan bu yapım, McCartney'nin 1961'de Hamburg'da 30 sterline aldığı ve The Beatles'ın doğuşuna tanıklık eden, ancak 1970'lerin başında ortadan kaybolan gitarının izini sürüyor. Belgeselde McCartney'nin yanı sıra kardeşi Mike McCartney, Klaus Voormann ve Elvis Costello gibi isimlerin röportajları da yer alıyor. Kayıp bas gitarın bulunması ve restore edilmesi için yola çıkan 'The Lost Bass Project' adlı hayran ve uzman grubunun çabaları da bu dedektiflik hikayesinin önemli bir parçası. McCartney'nin kendi sözleriyle: "Bence çalınan her şeyi geri istersiniz, özellikle de duygusal bir değeri varsa. O sadece evrenden kayboldu ve bize 'nereye gitti?' diye düşündürdü."
Paul McCartney'nin müzik mirasının önemli bir parçasını oluşturan Wings dönemi, 'Man on the Run' ile bir kez daha gündemdeki yerini alıyor. Belgesel, eğlenceli ve müzikal açıdan zengin bir deneyim sunsa da, gerçek bir derinlik ve yeni perspektif arayanları tam anlamıyla tatmin etmeyebilir. Ancak yine de, bu ikonik dönemi keşfetmek isteyenler için değerli bir başlangıç noktası sunuyor.
Kaynak: Bu haber, Variety'de yayımlanan orijinal inceleme temel alınarak hazırlanmıştır.