Hollywood yapımları söz konusu olduğunda, Kuzeybatı ABD'nin en büyük rakibi genellikle Kanada'dır. Özellikle Vancouver, deneyimli ekipleri, uygun döviz kuru ve sağlıklı prodüksiyon teşvikleriyle sürekli olarak yapımcıların radarında yer alır. Ancak son dönemde, Netflix'in merakla beklenen suç gerilimi Night Always Comes ve Amazon'un Criminal dizisi gibi yüksek profilli projeler, senaryonun geçtiği yer olan Portland, Oregon'u seçerek ezber bozdu.

Peki, prodüksiyon bütçelerinde ‘paranın karşılığını en iyi nerede alırım’ sorusuyla boğuşan yapımcılar, neden geleneksel olarak daha cazip olan Kanada yerine, teşvikleri ilk bakışta o kadar da parlak görünmeyen Oregon'a yöneliyor?

“Erken tartışmaların çoğu ‘en büyük karşılığı nerede alacağız?’ sorusu etrafında dönüyordu. Ve Kanada sıkça gündeme geldi,” diyor Night Always Comes filminin yönetici yapımcısı Chris Stinson. Ancak Stinson, düşük bütçeli 'Leave No Trace' filmiyle Oregon'da elde ettiği başarıyı göstererek, Portland’ın sadece en iyi değil, aynı zamanda en ucuz yer olacağına yetkilileri ikna ettiğini belirtiyor.

Oregon’un Benzersiz Teşvik Yapısı: Nakit İadeler Vergi Kredisini Geride Bırakıyor

Oregon'un teşvik programı, diğer eyaletlerde yaygın olan devredilebilir vergi kredilerinin aksine, nakit iadeler sunmasıyla öne çıkıyor. Çoğu zaman üçüncü taraflara yüzde 85 ila 95 arasında bir değerle satılması gereken vergi kredilerinin aksine, Oregon parayı doğrudan nakit olarak ödüyor.

Oregon Film Yönetici Direktörü Tim Williams'a göre, bu nakit iadelerin en büyük avantajı hızdır. Birçok yerden daha hızlı ödeme yapılması, özellikle orta ölçekli projelerin bütçe akışını yönetmesine ve filmi bitirmesine büyük ölçüde yardımcı oluyor. Bu finansal çeviklik, büyük bütçeli yapımların karmaşık vergi kredisi satışlarıyla uğraşmak istemeyen yapımcılar için kritik bir avantaj sağlıyor.

Şeytanın Avukatı: Altyapı Eksikliği ve Sınırlamalar

Elbette, Oregon'un da sınırlamaları var. Yönetici Williams, eyaletin daha büyük prodüksiyon merkezleri kadar geniş bir altyapıya sahip olmadığını kabul ediyor. Bu nedenle, eyalet kendisini dev bütçeli, stüdyo tabanlı projelere değil, “orta ölçekli projeler için gerçekten iyi bir alternatif” olarak konumlandırıyor. Ancak bu açıklık, responsiveness (hızlı yanıt verme) ve prodüksiyon dostu olma politikalarıyla telafi ediliyor.

Yapımcı Stinson'a göre, Oregon'da çekim yapmanın belki de bir numaralı nedeni Tim Williams'ın kendisi. Williams, bütçeleri detaylıca inceleyerek hangi harcamaların teşvike uygun olduğunu netleştiriyor, zorlu mekan izinleri konusunda yapımcılar adına mücadele ediyor ve eyaletteki prodüksiyon takviminin çakışmamasını sağlıyor. Bu kişisel ve proaktif destek, prodüksiyon dünyasında nadir bulunan bir kolaylık olarak görülüyor.

Oregon Sinema Tarihi: Geçmişten Günümüze Popüler Yapımlar

Oregon’un film endüstrisine katkısı yeni değil. Buster Keaton'ın 1926 yapımı “The General” ve En İyi Film Oscar'ını kazanan “Guguk Kuşu” (1975) gibi ikonik eserlere ev sahipliği yapmıştır. Son yıllarda ise NBC'nin “Grimm” ve hicivsel komedi “Portlandia” gibi uzun soluklu dizilerin yanı sıra, “Horsegirls” ve Logic'in yönettiği “Paradise Records” gibi bağımsız yapımlara da kucak açmıştır.

Sonuç olarak, Oregon; güçlü bir altyapı yerine finansal çeviklik, hızlı nakit akışı ve bürokrasiyi aşan kişisel destek sunarak Kuzey Amerika prodüksiyon haritasında kendine sağlam bir yer ediniyor. Büyük isimli projelerin Vancouver yerine Portland'ı tercih etmesi, teşvik programlarının sadece büyüklükle değil, aynı zamanda verimlilik ve hızla da ilgili olduğunun açık bir kanıtıdır. Öyle ki, bu tür finansal destekler sadece ABD'de değil, uluslararası alanda da bağımsız sinemanın can damarı haline gelmiştir; Asya-Pasifik sineması için kritik bir platform olan JAFF Future Project, geliştirme aşamasındaki projelere toplamda 74.000 doları aşan nakit ve yapım destek ödülleri sağlamaktadır.

Kaynak

Bu haberin hazırlanmasında Variety'nin Oregon Film Teşvikleri hakkındaki makalesinden faydalanılmıştır.