Hollywood'un önde gelen kalemleri, eski ABD Başkanı Donald Trump ve yönetimine karşı benzeri görülmemiş bir birliktelik sergiledi. Aralarında Spike Lee, Adam McKay ve Lilly Wachowski gibi dünyaca ünlü isimlerin de bulunduğu 2.300'den fazla Amerika Yazarlar Birliği (WGA) üyesi, Trump'ın ifade özgürlüğüne yönelik "eşi benzeri görülmemiş, otoriter bir saldırı" olarak nitelendirdikleri eylemleri kınayan bir açık mektuba imza attı.
Medyaya Yönelik Baskılar ve Hukuki Tehditler
Yazarların ortak imzasıyla yayınlanan mektupta, Trump'ın son dönemdeki eylemleri somut örneklerle eleştiriliyor. Metinde, Trump'ın "hoşuna gitmeyen haberler yapan" medya kuruluşlarına karşı "asılsız davalar" açtığı ve bu davaları mali kazanca dönüştürdüğü iddia ediliyor. Buna en çarpıcı örnek olarak, Paramount Global'in "60 Minutes" programına karşı açılan "hukuki dayanaktan yoksun bir davayı" sonlandırmak için Trump'a 16 milyon dolar ödemeyi kabul etmesi gösteriliyor.
Mektupta ayrıca, Trump yönetiminin Beyaz Saray hakkında gerçeklere dayalı haber yapan yayın organlarına misillemede bulunduğu, yayıncıların lisanslarını tehdit ettiği ve kendisini eleştiren "The View" gibi televizyon programları ile gece şovlarının yayından kaldırılması için düzenli olarak çağrıda bulunduğu vurgulanıyor.
"Bunlar, anlatılabilecek hikaye ve şakaların türünü kısıtlamaya, eleştiriyi ve muhalefeti susturmaya yönelik Amerikan karşıtı girişimlerdir. Bizim bir kralımız yok, bir başkanımız var. Ve başkan, televizyonda, sinemalarda, sahnede, kitap raflarımızda veya haberlerde ne olacağını seçemez."
Devlet Kurumları ve Sansür İddiaları
Yazarlara göre bu saldırılar sadece Trump ile sınırlı değil. Mektupta, federal hükümetin de bu sürece dahil olduğu belirtiliyor. Kongre'deki Cumhuriyetçilerin, PBS ve NPR gibi kamu yayıncılarını susturmak amacıyla Kamu Yayıncılığı Kurumu'nun (CPB) fonlarını kesmek için işbirliği yaptığı ifade ediliyor.
Bir diğer önemli iddia ise, Trump tarafından atanan başkanın liderliğindeki Federal İletişim Komisyonu'nun (FCC), Skydance-Paramount birleşmesini onaylamak için CBS'in gazetecilik ve eğlence programcılığının "sözde ideolojik bakış açısında önemli değişiklikler yapacağı" yönünde güvenceler talep etmesi. Bu güvenceler arasında, CBS'te "yanlılık şikayetlerini" inceleyecek bir ombudsman atanması ve birleşik şirketin çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (DEI) girişimlerini uygulamayacağı vaadinin de yer aldığı belirtiliyor.
Direniş ve Özgürlük Çağrısı
WGA üyeleri, mektuplarını "seçilmiş temsilcileri ve endüstri liderlerini bu yetki aşımına direnmeye" ve "izleyicileri ile özgür ve demokratik bir gelecek için savaşmaya hazır her bir bireyi sesini yükseltmeye" çağırarak sonlandırıyor. Bu çağrı, Hollywood'un yaratıcı gücünün, temel demokratik haklar söz konusu olduğunda ne kadar kararlı olabileceğinin bir göstergesi olarak yorumlanıyor.
İmzacılar arasında ayrıca "The Wire" yaratıcısı David Simon, "Roma" yönetmeni Alfonso Cuarón, "Gone Girl" yazarı Gillian Flynn ve "Hacks" dizisinin yaratıcıları gibi sektörün pek çok saygın ismi bulunuyor.
