Televizyon dünyasının en prestijli ödüllerinden Emmy, her yıl yüzlerce kategoride ödül dağıtarak adeta bir "ödül bolluğu" yaşatıyor. Ancak bu bolluğun ortasında büyük bir boşluk göze çarpıyor: Milyonlarca izleyiciyi ekranlara kilitleyen bilim kurgu, western, polisiye gibi popüler türler, genellikle komedi ve drama kalıplarına sıkıştırılarak hak ettikleri ilgiyi göremiyor. Peki, çözüm 1950'lere, televizyonun altın çağına geri dönmekte mi yatıyor?
Bugünlerde "The Bear" bir komedi mi, drama mı? Bu soru, yayıncılık devriminin türler arasındaki sınırları nasıl yok ettiğinin en net kanıtı. Akış platformlarının yükselişiyle birlikte o kadar çeşitli yapım ortaya çıktı ki, Emmy'nin geleneksel "yarım saatlikler komedi, bir saatlikler drama" anlayışı artık yetersiz kalıyor. Bu durum, ödül komitesinin 1950'lerdeki vizyoner yaklaşımını yeniden düşünmeye itiyor.
Geçmişten Gelen Çözüm: Tür Odaklı Kategoriler
1950'lerin ortalarında, sadece üç büyük kanalın rekabet ettiği dönemde bile Emmy, programları türlerine göre ayıracak kadar ilericiydi. 1955'te "En İyi Durum Komedisi" ve "En İyi Dramatik Dizi" kategorilerinin yanı sıra, "En İyi Western veya Macera Dizisi" ve "En İyi Gizem veya Entrika Dizisi" gibi özel alanlar da mevcuttu. Hatta NBC'nin efsanevi polisiye dizisi "Dragnet" bu son kategoride ödül kazanmıştı.
1959'da televizyonda en az 25 farklı western dizisi yayınlanıyordu ve bu tür, ABC'nin "Maverick" dizisinin "Gunsmoke" gibi devleri geride bırakarak zafere ulaştığı kendi özel kategorisine sahipti. Zamanla bu tür odaklı kategoriler, töreni daha akıcı hale getirmek adına kaldırıldı. Ancak bugün geldiğimiz noktada, bu eski sistemin ne kadar değerli olabileceği yeniden tartışılıyor.
Eğer Emmy Türlere Kapı Açsaydı...
Günümüzdeki dizi zenginliği, yeni kategorileri rahatlıkla doldurabilir. Gelin bir anlığına hayal edelim:
- En İyi Bilim Kurgu Dizisi: "Andor", "Severance", "Black Mirror" gibi yapımlar, kendi kulvarlarında adil bir şekilde yarışabilirdi.
- En İyi Polisiye/Suç Draması: Bu kategori, Dick Wolf'un "Law & Order" evreni veya "NCIS" gibi ana akım kanalların popüler yapımlarını yeniden Emmy radarına sokarak, geleneksel yayıncılığa hak ettiği yeri geri verebilirdi.
- En İyi Modern Western/Primetime Soap Opera: Taylor Sheridan'ın yarattığı "Yellowstone" evreni, televizyonun en çok izlenen yapımlarından biri olmasına rağmen adaylık alamamasıyla biliniyor. Böyle bir kategori, bu haksızlığı ortadan kaldırabilir miydi?
Elbette bu, bir Pandora'nın kutusunu açmak anlamına gelebilir. Peki ya romantik dramalar? Ya da her yıl yüzlercesi çekilen Noel filmleri? Sınırı nerede çekeceğiz? Ancak tüm bu sorulara rağmen, günümüzün en popüler ve kültürel açıdan en etkili yapımlarının, sırf eski kalıplara uymadıkları için görmezden gelinmesi, ödüllerin anlamını ve geçerliliğini sorgulatıyor.
Sonuç olarak, kimse sihirli bir şekilde 1957 yılına dönmek istemiyor. Ancak o dönemin Emmy yöneticilerinin, bugünün tür patlamasıyla nasıl başa çıkacağını hayal etmek bile, televizyon endüstrisine mevcut sistemini gözden geçirmesi için ilham verici bir ders niteliği taşıyor.