Hollywood'da nostalji rüzgarları esmeye devam ederken, 90'ların gençlik komedisi ruhunu yeniden canlandırma hedefiyle yola çıkan Bobby Farrelly imzalı "Driver's Ed" filmi, Toronto Film Festivali'nde eleştirmenlerin karşısına çıktı. Ancak beklentilerin aksine, film, geçmişin o özgün ve cüretkar mizah anlayışını günümüze taşıma konusunda zorlanmış gibi görünüyor.
Farrelly Kardeşlerin Mirası ve "Driver's Ed" ile Yeni Bir Yüzleşme
"There's Something About Mary" ve "Dumb and Dumber" gibi kült yapımlarla 90'lı yılların komedi anlayışına yön veren Farrelly kardeşlerin yarısı Bobby Farrelly'nin yönettiği "Driver's Ed", adından da anlaşılacağı gibi direksiyon sınavı ve gençlik dönemi maceralarını konu alıyor. Ancak filmin en büyük handikabı, yönetmenin eski filmlerindeki ikonik ve çoğu zaman sınırları zorlayan mizahın bu yapımda neredeyse hiç izine rastlanmaması.
Eleştirmenler, "Driver's Ed"in, Bobby Farrelly'nin önceki işlerinin cüretkar ve unutulmaz anlarından uzak, oldukça 'uysal' bir gençlik komedisi olduğunu belirtiyor. Filmin, 90'lı yılların özgün mizahını yakalamakta zorlandığı ve günümüz izleyicisine hitap etmekte yetersiz kaldığı düşünülüyor.
Zaman Kapsülünde Sıkışan Mizah Anlayışı ve Modernlik Sorunu
Film, modern zamanlarda geçiyor olsa da, cep telefonları ve güncel ilaç isimleri gibi detaylar dışında, senaryonun ve mizah anlayışının 90'lı yılların başında sıkışıp kaldığı hissi uyandırıyor. Başroldeki 18 yaşındaki lise son sınıf öğrencisi Jeremy (Sam Nivola), uzun mesafeli ilişkisini kurtarmak için ehliyet kursu arabasını çalarak kız arkadaşının yanına gitmeye karar verdiğinde, yanına üç farklı karakterdeki sınıf arkadaşını da alır: kuralcı ve başarılı Aparna (Mohana Krishan), umursamaz ve uyuşturucu satan Yoshi (Aidan Laprete) ve alaycı Evie (Sophie Telegadis).
Evie'nin 90'lı yılları yansıtan saç stili gibi detaylar, filmin geçmişe olan derin bağlılığını açıkça gösteriyor; ancak bu bağlılık, çoğu zaman modern gençlik dinamiklerinden kopukluk yaratıyor. Filmde karşılaşılan üç bacaklı kedi, soyguncu, polis gibi karakterler ve olaylar dizisi, absürtlükten çok 'düz' ve beklenmedik bir etki yaratmaktan uzak kalıyor.
"Kahvaltı Kulübü" Gölgesinde Bir Yolculuk ve Anlamsız Anlar
"Driver's Ed" sadece 90'lara değil, John Hughes'un 80'li yıllara damga vuran "The Breakfast Club" (Kahvaltı Kulübü) filmine de bariz göndermelerde bulunuyor. Ancak, "Kahvaltı Kulübü"nün ikonik sahnelerini ve karakter bağlarını yeniden yaratma çabası, yer yer anlamsız ve zorlama durumlara yol açıyor. Özellikle, köprü üzerindeki iPhone saklama sahnesi gibi mantık hataları, modern gençlik filmlerinden beklenen gerçekçilikten oldukça uzak kalıyor.
Molly Shannon'ın okul müdürü rolündeki abartılı performansı ve Kumail Nanjiani'nin kısa süreli görünümü, filmin komedi potansiyelini yükseltmekten çok, genel tonla uyumsuzluk yaratıyor. Genç oyuncu kadrosu, cansız diyalogları ve zayıf senaryoyu kurtarmak için elinden geleni yapsa da, modern gençlerin konuşma tarzından oldukça uzak, 'rad' gibi eski tabirlerle dolu diyaloglar filmin inandırıcılığını zedeliyor.
Peki, 90'lar Nostaljisi Neden İşlemiyor? Bir Eleştirel Bakış
"Driver's Ed" örneği, sinemada nostaljinin tek başına bir başarı garantisi olmadığını gösteriyor. 90'lar gençlik komedilerinin başarısı, sadece dönem ruhunu yansıtmalarıyla değil, aynı zamanda o dönemin sosyal ve kültürel dinamiklerini cesurca ele almalarıyla da ilgiliydi. Günümüzde benzer bir etki yaratmak için, geçmişin kalıplarını kopyalamak yerine, onları modern eleştirilerle, güncel sosyal konularla harmanlayarak yeniden yorumlamak gerekiyor. Bu bağlamda, 'The Office' dizisinin ikonik karakteri Dwight Schrute'a hayat veren Rainn Wilson'ın yaptığı son açıklamalar dikkat çekiyor. Wilson, dizinin bazı bölümlerinin günümüzde 'korkunç derecede ofansif' kaçabileceğini, Michael, Dwight ve Andy gibi karakterlerin 'bilgisiz, duyarsız, ırkçı ve cinsiyetçi' tavırlarının günümüzün artan sosyal ve kültürel hassasiyetleri karşısında bambaşka bir yaklaşımla ele alınması gerekeceğini belirtiyor. Rainn Wilson'ın bu çarpıcı itirafları ve 'The Office' gibi kült yapımların değişen mizah anlayışı ile ilişkisi hakkında daha fazla bilgiye Nexus Haber'den ulaşabilirsiniz. Farrelly'nin bu denemesi, gençlik komedisi türünün yıllar içinde ne denli evrildiğini ve artık sadece 'masum' esprilerle yetinilemeyeceğini gözler önüne seriyor. Belki de seyirci, artık geçmişe özlem duymak yerine, günümüzün karmaşık gençlik dünyasına ayna tutan daha cesur ve katmanlı hikayeler arıyor.
"Driver's Ed" Hakkında Önemli Bilgiler
Filmin künyesi ve oyuncu kadrosu:
- Yönetmen: Bobby Farrelly
- Senaryo: Thomas Moffett
- Görüntü Yönetmeni: Itai Ne’eman
- Editör: Julie Garcés
- Müzik: John Frizzell
- Yapımcılar: Jonas Pate, Jennifer Pate, David Stone
- Oyuncular: Sam Nivola (Jeremy), Sophie Telegadis (Evie), Mohana Krishnan (Aparna), Aidan Laprete (Yoshi), Molly Shannon (Okul Müdürü), Kumail Nanjiani (Yedek Öğretmen)
- Toronto Film Festivali Gösterim Tarihi: 11 Eylül 2025
- Süre: 102 Dakika
Sonuç olarak, Bobby Farrelly'nin "Driver's Ed" filmi, 90'lar gençlik komedilerine bir saygı duruşu niteliğinde olsa da, ne yazık ki bu türün ruhunu ve mizahını günümüze başarılı bir şekilde taşıyamıyor. Eski nesil komedi sevenler için belki bir nostalji denemesi olarak görülebilir, ancak modern izleyici kitlesi için fazla 'uysal' ve güncelliğini yitirmiş bir yapım olarak değerlendiriliyor.
Sinema dünyasındaki bu hareketlilik içinde, sonbahar döneminin en önemli duraklarından biri olan San Diego Uluslararası Film Festivali (SDIFF) de öne çıkıyor. 15 Ekim'de başlayıp 19 Ekim'e kadar sürecek olan bu prestijli etkinlik, dünya prömiyerleri ve yıldızlarla dolu kadrolarla sinemaseverlere zengin bir program sunmaya hazırlanıyor. Özellikle ödül sezonu öncesi filmlerin tanıtım ve eleştirel beğeni topladığı stratejik bir dönemde yer alan SDIFF, Luca Guadagnino'nun yönettiği, Julia Roberts, Ayo Edebiri ve Andrew Garfield'ın başrollerini paylaştığı 'After the Hunt' filmiyle açılış yapacak. Hollywood'un yıldızlarını ve global sinemanın en yeni yapımlarını bir araya getiren San Diego Film Festivali'nin 2024 programı hakkında daha fazla bilgi edinmek için buraya tıklayabilirsiniz.
Bu bağlamda, sinema dünyasının sürekli değişen dinamiklerinde, bağımsız filmlerin ve yeni yeteneklerin öne çıktığı platformlar da büyük önem taşıyor. Örneğin, Rhode Island Uluslararası Film Festivali (RIIFF) gibi prestijli etkinlikler, ödüllü kısa filmleri Los Angeles'a taşıyarak Hollywood'un dikkatini çekiyor ve Akademi Ödülleri'ne giden yolda bağımsız sinemacılara eşsiz bir fırsat sunuyor. Bu durum, sektörün sadece geçmişe dönük yapımlarla değil, aynı zamanda yenilikçi ve güncel hikayelerle de ilerlediğini gösteriyor.