New York moda ve kültür sahnesinin mihenk taşlarından biri olan efsanevi tasarımcı Diane von Furstenberg (DVF), 78 yaşında olmasına rağmen enerjisini hiç kaybetmeyen bir figür. Sanat, moda ve sosyal yaşamdaki uzun soluklu macerası, onu sadece bir tasarımcıdan çok, bir kültür fenomeni haline getirdi. DVF ile yapılan son röportajda, moda dünyasındaki devrimlerinden, Hollywood mogul'ü Barry Diller ile olan sıra dışı evliliğine ve hayat felsefesine dair çarpıcı detaylar ortaya çıktı.
Wrap Elbisenin Yükselişi ve Popülariteye Karşı Tavrı
1973'te tanıttığı wrap dress (kruvaze elbise) ile moda dünyasında bir devrim yaratan von Furstenberg, bu icadın sadece bir giyim parçası değil, aynı zamanda kadınların özgüvenini artıran bir araç olduğunu savunuyor. Holokost mağduru bir babanın kızı olarak Avrupa'da geçen çalkantılı bir gençliğin ardından New York'a gelen DVF, kısa sürede sosyetenin ve partilerin kraliçesi oldu. Elbisesinin yarattığı etkiyi şöyle anlatıyor: “Park Avenue'den Seventh Avenue'ye kadar arabayla gidip sokaktaki elbiseleri sayardım. Haftada 25.000 tane üretiyordum. Amerika'daki her kadının bir tane vardı.”
“Elbise ile kültürü değiştirdim. Yaşadım ve onu gördüm. Ama elitist olmak yerine, herkesin iyi görünmesini sağladım.”
Ancak DVF, elde ettiği bu başarıya rağmen ödülleri ve övgüleri mütevazı bir şekilde karşılıyor. Yakın zamanda Perelman Sahne Sanatları Merkezi'nden Kültür İkonu ödülünü kabul etme süreci bile, törenin komedi şeklinde düzenlenmesi şartına bağlanmış. Ona göre ikon olmak, uzun süre yaşamış ve ortamlarda bulunmuş olmak anlamına geliyor; kültürü şekillendirip şekillendirmediğinden emin değil.
DVF'nin gösterdiği bu aşırı mütevazılık, kariyerinin büyüklüğü düşünüldüğünde dikkat çekici. Bir yandan Andy Warhol gibi isimlerle yakın ilişkiler kurmuş, New York'un kültürel manzarasını bizzat şekillendirmiş bir figürken, diğer yandan tüm bu başarıları ‘sadece yaşanmışlık’ olarak tanımlaması, modern ünlüler kültürünün abartılı öz-tanıtımına karşı bir duruş sergiliyor olabilir. Bu durum, onun ‘doğal’ ve otantik kalma çabasının bir parçası olarak da yorumlanabilir.
Barry Diller ile Evlilik: Aşk ve Açıklık
DVF'nin hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biri, 2001 yılında Hollywood mogul'ü Barry Diller ile evlenmesi oldu. Diller'in geçtiğimiz aylarda yayımlanan otobiyografisinde eşcinsel kimliğini açıklaması, basında geniş yankı buldu. Ancak DVF, bu durumu alışılagelmiş bir ‘destek’ eylemi olarak görmüyor.
“İnsanlar desteklemekten bahsediyor, ama benim için durum bu değil,” diyen DVF, 50 yıl boyunca Diller'in açılmadan önce güvendiği tek kişi olduğunu belirtiyor. Ona göre, eşinin eşcinsel olması evliliklerinde hiçbir şeyi değiştirmiyor. “Ben iki gey adamla evlendim, tamam mı? Benim için fark etmiyor.” Bu yaklaşım, onun ilişkileri geleneksel cinsiyet rolleri veya beklentileri üzerinden değil, derin bağlar üzerinden kurduğunun altını çiziyor.
Gelecek Vizyonu: Nezaket ve Markanın Sürdürülebilirliği
Hayatının bu son döneminde odak noktasının nezaket (kindness) olduğunu belirten DVF, nezaketi “bileşik faiz getiren bir para birimi” olarak tanımlıyor. Her gün bir mucize yaratma hedefiyle, başkalarının hayatını değiştirebilecek kişilerle bağlantı kurmak için anlamlı e-postalar gönderiyor.
Markanın geleceği hakkında ise DVF, “DVF markası, sorumluluk sahibi kadınlar için giysiler üretiyor. Onlara güven vermek ve yolda kendilerini seksi hissettirmek için var,” diyor. Ayrıca, şirketin kontrolünü Çinli bir kuruluştan geri alma sürecini de tamamladığını ekliyor. Gardırobun önemine vurgu yaparken mizahi bir dille, “Giysiler gardıroptan çıkar, erkekler gardıroptan çıkar! Gardırop çok önemli,” ifadelerini kullanıyor.
1970'lerdeki tehlikeli ama ucuz New York'unu anlatan DVF, Meatpacking Bölgesi'nin canlanmasında da kilit rol oynadı. Kendi şirketini yeniden kurarken, o zamanlar lüksün olmadığı bu bölgede bir ev satın almasının herkesi şaşırttığını, ancak bu hamlenin bölgenin moda ve lüksle anılmasına zemin hazırladığını belirtiyor.
Hayatını bir filme uyarlama fikri sorulduğunda ise, “Benim yaşadığım film kadar iyi olmayacak,” diyerek, kendi deneyiminin yarattığı hikayenin her senaryodan üstün olduğunu vurguluyor. Hayatının bu aşamasında kontrolün sınırlarını da kabul ediyor; Connecticut'taki çiftliğinde kendine mezar yeri seçmiş olsa bile, “Her şeyde kontrol sahibi değilsin, bir uçakta toz haline gelebilirsin,” diyor.
DVF'nin hayatı, moda dehası, sosyal aktivizm ve kişisel cesaretin bir karışımı olarak özetlenebilir. O, sadece giydirmekle kalmadı, aynı zamanda kadınlara kendileri olma iznini veren bir felsefeyi de kodladı.
Kaynak: Bu haber, Variety'de yayımlanan Diane von Furstenberg ile yapılan röportajdan derlenmiştir. Detaylı orijinal içeriğe şuradan ulaşabilirsiniz: Variety - The Life of a Showgirl: Diane von Furstenberg on Her Glorious Career, Marriage to Barry Diller and Why ‘The Closet Is Very Important’