Uluslararası turnelerin yorgunluğunu yeni yeni atlatan 26 yaşındaki sanatçı Audrey Nuna, Kore'den Japonya'ya, oradan Avustralya'ya uzanan yoğun bir sürecin ardından dinlenmeye çalışsa da, müziğinin küresel yankısı ona pek fırsat tanımıyor. Zira, seslendirdiği ve 'KPop Demon Hunters' filminin soundtrack'inde yer alan 'Golden' şarkısı, dünya çapında viral bir fenomene dönüşmüş durumda. Netflix'in dünya çapında büyük ilgi gören yeni animasyon filmi “KPop Demon Hunters”, platformun tarihinin en çok izlenen filmi olma unvanını elde ederek 236 milyon izlenme sayısına ulaştı ve Oscar tarihinde anime için bir dönüm noktası olmaya aday gösteriliyor. Acaba bu yıl anime için altın bir yıl olabilir mi? Film ve Oscar potansiyeline dair daha detaylı bilgi için KPop Demon Hunters: Netflix Oscar Tarihini Değiştirebilir mi? başlıklı içeriğimize göz atabilirsiniz. Bu ani ve büyük başarı, Nuna'yı hem şaşırtıyor hem de sanatsal felsefesini daha da pekiştiriyor.

'Golden' Fırtınası: Global Listelerin Zirvesine Yolculuk

Audrey Nuna, 'KPop Demon Hunters' filmindeki kurgusal K-pop grubu Huntr/X'in üç üyesinden Mira'ya sesiyle hayat veriyor. Grubun diğer vokalistleri Ejae (Rumi) ve Rei Ami (Zoey) ile birlikte seslendirdikleri 'Golden', kısa sürede müzik dünyasında büyük bir yankı uyandırdı. Şarkı, Spotify'ın Global Günlük En İyi Şarkılar listesinde 1 numaraya yükselirken, soundtrack albümü de Billboard 200 listesinde zirveye çıkarak son üç yılın en büyük streaming haftasına imza attı.

Bu başarı, albümün Billboard Hot 100 listesinde de yankı bulmasını sağladı. Film müziği albümünden aynı anda dört şarkı, Hot 100 tarihinde bir ilk olarak ilk 10'da yer aldı. "Golden" ikinci haftasında 1 numaradaki yerini korurken, "Your Idol" 4 numarada, "Soda Pop" 5 numarada ve "How It's Done" 10 numarada yer alarak büyük bir liste başarısına imza attı.

Nuna, projenin bu denli başarılı olacağını önsezileriyle tahmin ettiğini belirtiyor: "Bu şarkıları kaydederken ve proje üzerinde çalışırken anneme, bu filmin gerçekten çok iyi iş yapacağını söylediğimi net bir şekilde hatırlıyorum. Bu projenin çok başarılı olacağına dair güçlü bir hissim vardı. Ancak kendi nişini tamamen yok edip bu kadar küresel çapta kabul göreceğini tahmin etmemiştim."

Oscar Rüzgarları ve EGOT Hayali

Sinema dünyasının en prestijli ödülleri olan Oscar’lar tarihinde pek çok ilke ve değişime tanıklık etse de, animasyon dünyası, özellikle de Japon animasyon sanatı olarak bilinen anime için bu kapı her zaman ardına kadar açık olmadı. Yıllarca süren sanatsal mükemmelliğe rağmen, anime filmleri Oscar sahnesinde hak ettiği temsili bulmakta zorlandı. Akademi tarihinde sadece 11 anime filmi herhangi bir takdir alırken, bunlardan yalnızca ikisi En İyi Animasyon Filmi kategorisinde ödül kazanabildi: Hayao Miyazaki'nin “Ruhların Kaçışı” (2003) ve “Çocuk ve Balıkçıl” (2024). Bu durum, “KPop Demon Hunters”ın sadece bir gişe başarısı olmanın ötesinde, anime için tarihi bir dönüm noktası olma potansiyelini artırıyor.

Nuna'nın Kore-Amerikalı kimliğiyle ortaya koyduğu bu başarı, Netflix'in şarkıyı Akademi Ödülleri (Oscar) değerlendirmesi için sunmasıyla bambaşka bir boyuta taşındı. Film için potansiyel bir çift adaylık – hem En İyi Animasyon Filmi hem de En İyi Orijinal Şarkı kategorilerinde – Oscar tarihinde anime için bir ilk anlamına gelebilir, zira hiçbir anime filmi aynı yıl içinde birden fazla Oscar adaylığı elde edemedi. Netflix, zirveye oynayan bu şarkının En İyi Orijinal Şarkı kategorisine gönderildiğini doğruladı. Ejae ve Mark Sonnenblick tarafından yazılan "Golden" şarkısının, Aralık ayında açıklanacak 15 kişilik kısa listeye girmesi bekleniyor. Ayrıca, Emmy adayı besteci Marcelo Zarvos da, kariyerinin ilk Oscar adaylığı için yarışabilir. Bu durum, Nuna'yı hem şaşkına çevirmiş hem de felsefi düşüncelere sevk etmiş durumda. Oscar potansiyeli, Nuna için kariyerinde hiç beklemediği bir dönüm noktası.

"Sanırım artık EGOT hedeflemem gerekiyor," diyen Nuna, şaşkınlığını şu sözlerle ifade ediyor: "Tanrı ve evren bu konuda inanılmaz gizemli. Henüz bir Grammy adaylığı için bile düşünülmeden, potansiyel olarak bir Oscar adaylığı alabilecek olacağıma inanamıyorum."

Nuna'nın, çok yönlülüğüyle bilinen efsanevi Audrey Hepburn'den adını alması, bu Oscar heyecanını daha da büyülü kılıyor. Hepburn hem tiyatroda hem de sinemada başarılı olmuş, müzikle de ilgilenmiş bir ikon. Bu tesadüf, Nuna için adeta kehanet gibi hissettiriyor.

'Türler Öldü': Sanatsal Özgürlüğün Manifestosu

Pop, R&B ve alternatif müzik arasındaki sınırları başarıyla eriten Nuna için 'Golden'ın başarısı, sanatsal sınırları zorlama inancını pekiştirdi. Nuna, müziğin türlere ayrılmasını anlamsız bulduğunu açıkça dile getiriyor: "Bu çizgilerin önemsiz olduğunu düşünüyorum. Bir anlamda türlerin öldüğüne inanıyorum. Şahsen ben her zaman çok farklı türlerde müzikle ilgilendim."

Çok Yönlü Kimliğin Yansıması: Çocukluktan 'Trench' Albümüne

New Jersey banliyösünde az sayıdaki Asyalı-Amerikalıdan biri olarak büyüyen Nuna, Britney Spears'tan Wonder Girls'e, Whitney Houston'dan Radiohead'e kadar geniş bir müzikal yelpazeyle büyüdü. Bu eklektik müzik eğitimi, onun kategorize edilmeyi reddeden sanatsal duruşunu şekillendirdi. 'KPop Demon Hunters' projesi de ona, kimliğinin tek bir yönünü seçmek yerine tüm benliğiyle var olma fırsatı sunduğu için hemen kabul etmiş.

Nuna'nın bu felsefesi, 'Trench' adlı son albümüne de yansımış durumda. 'Soft Skin' (Yumuşak Ten) ve 'Hard Feelings' (Sert Duygular) olmak üzere ikiye ayrılan albüm, sanatçının her zaman ilgisini çeken zıtlıkları – 'güzel akorlar ve süper sert davul sesleri' veya 'eğlenceli kelime oyunları ve derin iç gözlemsel konular' – bir araya getiriyor. Nuna, bu ikiliklerin bir arada var olabileceğini ve müzikal olarak yan yana durabileceğini göstermek istemiş.

Müziğin Evrenselliği: Global Sahne Deneyimleri

Nuna'nın ABD dışındaki ilk uluslararası turneleri, ona önemli deneyimler kazandırdı. Kore'deki Pentaport Festivali'ndeki coşkulu enerjiden, Tokyo'daki daha çekingen ama derinden bağlantı kuran izleyicilere kadar, müziğin kültürel sınırları gerçekten aştığını keşfetti. Müziğinin insanlarla kurduğu gerçek ve derin bağ, ona inanılmaz derecede ilham verdi. Bu deneyim, müziğin insanları düşünce yapısını ve günlük yaşamdaki duruşunu değiştirme gücüne olan inancını pekiştirdi.

Kırılganlık Bir Güçtür: Brené Brown Etkisi

Küresel tanınma döneminde Audrey Nuna, kırılganlığı bir zayıflık değil, bir güç olarak görmeyi öğrenmiş. Brené Brown'ın 'Atlas of the Heart' kitabından alıntı yaparak, "Ait olma seviyeniz, kendinizi kabul etme seviyeniz kadar büyük olacaktır" sözlerini hatırlatıyor. Bu felsefe, sanatçının hem kişisel hem de sanatsal yolculuğunda ona rehberlik ediyor.

Bu hızlı yükseliş ve kamusal ilgi, özellikle genç sanatçılar üzerinde artan bir baskı oluşturabilir. Nitekim, müzik ve eğlence sektöründe genç yetenekler üzerinde gözlemlenen kamusal beklentiler, akıl sağlığı sorunlarını tetikleyebiliyor. Bu bağlamda, The Kid Laroi gibi önde gelen isimlerin Project Healthy Minds gibi kuruluşlarla iş birliği yaparak akıl sağlığı farkındalığını artırması ve gençleri destek aramaya teşvik etmesi, Audrey Nuna gibi sanatçıların yaşadığı süreçlere ışık tutarak sektördeki bu kritik konunun önemini bir kez daha vurguluyor.

Geleceğe Bakış: Teşekkür ve Yeni Başlangıçlar

Nuna, 'Golden'ın ve şimdiden Netflix'in en çok izlenen filmi olan 'KPop Demon Hunters'ın baş döndürücü başarısını sindirmeye çalışıyor. Film, 236 milyon izlenme sayısına ulaşarak Netflix tarihinin en çok izlenen yapımı olma unvanını elde etti ve gişede de 18 milyon dolarlık bir açılışla büyük başarı yakaladı. Daha önce "Guillermo del Toro's Pinocchio" (2022) ile En İyi Animasyon Filmi Oscar'ını kazanan Netflix için "KPop Demon Hunters", geleneksel animasyon devlerinin güçlü rakipler çıkaramadığı bu yılda, ödüllerde çığır açmak için en iyi şansı sunuyor. Pixar'ın "Elio" filminin beklentilerin altında kalması ve genel bir favorinin olmaması, bu alanı Netflix'in anime esintili hiti için alışılmadık derecede açık hale getiriyor. Ödüller gelmeye devam ederken ve Oscar sezonu yaklaşırken, türleri alt üst eden bu sanatçının ve filmin daha yeni başladığı açık. Onlarca yıldır göz ardı edilen anime için bir atılım, sonunda bu dinamiğe meydan okuyabilir ve animasyon sinemasının ne olabileceğini yeniden tanımlayabilir. Filmin gerçek gücü, küresel ve kültürel bir melez olmasında yatıyor.

"Kesinlikle minnetle doluyum. Aşırı bir alçakgönüllülük ve onur duyuyorum; Kore kültürünü bu denli farklı bir platform seviyesine taşıyan bir projenin parçası olmaktan çok mutluyum," diyen Nuna, müziğiyle dünyayı fethetmeye devam edecek gibi görünüyor.

Müzik endüstrisi, Audrey Nuna'nın hikayesinde olduğu gibi dinamik bir dönüşüm içinde. K-Pop sektöründeki bireyselliğin yükselişi, genç yeteneklerin hem sanatsal hem de mental refahına verilen artan önem, The Kid Laroi gibi isimlerin akıl sağlığı gibi kritik konulara dikkat çekmesi ve Maren Morris ile Yung Lan gibi figürlerin mentorluk programlarıyla yeni yeteneklere kapı açması, sektörün geleceğinin daha bilinçli ve kapsayıcı olacağına işaret ediyor. Milo J ve Aniston Pate gibi genç yeteneklerin global devlerle yaptığı anlaşmalar da müziğin coğrafi sınırları aşarak evrensel bir dil olduğunu ve yetenek keşfinin farklı kanallardan gerçekleştiğini kanıtlıyor. Bu gelişmeler, hem sanatçılar hem de dinleyiciler için heyecan verici yeni bir dönemin habercisi niteliğinde.

Müzik endüstrisindeki bu ve benzeri son gelişmeleri, akıl sağlığı farkındalığı, mentorluk programları ve yeni imza haberlerini daha detaylı incelemek için müzik endüstrisinde son gelişmeler başlıklı içeriğimize göz atabilirsiniz.

Bu haberin hazırlanmasında Variety.com'daki orijinal metinden faydalanılmıştır. Daha fazla bilgi için Variety'nin Audrey Nuna röportajına göz atabilirsiniz.