Volkswagen'dan Tartışmalı Hamle: Otomobilinizin Tüm Gücüne Sahip Olmak İçin Artık Abone Olmanız Gerekiyor

Haber Merkezi

18 August 2025, 08:12 tarihinde yayınlandı

Volkswagen Ekstra Güç İçin Abonelik Sistemini Başlattı: Otomobil Sahipliği Kavramı Değişiyor Mu?

Otomotiv dünyası, teknolojiyle entegrasyonun getirdiği yeni gelir modellerini giderek daha cesur bir şekilde deniyor. Daha önce BMW'nin ısıtmalı koltuklar için abonelik istemesiyle alevlenen tartışma, şimdi de Volkswagen'in attığı adımla yeni bir boyut kazanıyor. Alman otomotiv devi, Birleşik Krallık'taki elektrikli ID.3 modellerinde, aracın tam beygir gücüne erişimi bir ödeme duvarının arkasına sakladı. Artık aracınıza on binlerce dolar ödeseniz bile, tüm potansiyelini kullanmak için ek bir ücret ödemeniz gerekebilir.

Volkswagen'in Birleşik Krallık'taki resmi sitesinde yer alan bilgilere göre, ID.3 Pro ve Pro S modelleri standart olarak 201 beygir gücüyle satılıyor. Ancak bu araçların donanımı aslında 228 beygir gücüne kadar destekliyor. Aradaki 27 beygir gücünü 'uyandırmak' isteyen sürücülerin ise Volkswagen'in sunduğu abonelik paketlerinden birini seçmesi gerekiyor.

Abonelikle Gelen Beygir Gücü: Fiyatlar Ne Kadar?

Şirket, kullanıcılara bu ek gücü deneyimlemeleri için bir aylık ücretsiz deneme süresi sunuyor. Sonrasında ise farklı seçenekler mevcut. Bu durum, özellikle aracını kiralayan veya kısa süreliğine kullanacak olanlar için cazip gibi görünse de, aracını satın alanlar için kafa karıştırıcı bir durum yaratıyor.

Abonelik Seçeneğiİngiltere Fiyatı (£)Yaklaşık Dolar Karşılığı ($)
Aylık Abonelik£16.50~$22
Yıllık Abonelik£165~$211
Ömür Boyu (Tek Seferlik)£649~$880

Şeytanın Avukatı: Bu Hamle Neden Mantıklı Olabilir?

Otomobil üreticilerinin bu tür abonelik modellerine yönelmesinin altında yatan birkaç temel neden var. Elektrikli araçlara geçişin getirdiği devasa Ar-Ge maliyetleri, şirketleri yeni ve sürdürülebilir gelir akışları aramaya itiyor. Özellikle Birleşik Krallık gibi kiralama (leasing) oranlarının yüksek olduğu pazarlarda (yeni kiralamaların %40'ından fazlası elektrikli araçlar), kullanıcılar birkaç yıl kullanacakları bir aracın tüm özelliklerine ömür boyu sahip olmak istemeyebilir. Bu model, onlara sadece kullandıkları süre boyunca istedikleri özellik için ödeme yapma esnekliği tanıyor.

Ancak madalyonun diğer yüzünde, yaklaşık 50.000 dolarlık bir araba satın alan bir müşterinin, zaten araçta mevcut olan bir donanım özelliğini kullanmak için neden tekrar para ödemesi gerektiği sorusu yatıyor. Bu durum, 'sahiplik' kavramını temelden sarsıyor.

Sadece Bir Güç Meselesi Değil: Mülkiyet ve 'Onarım Hakkı' Tehlikede

Volkswagen'in bu adımı, otomotiv sektöründeki daha büyük bir dönüşümün habercisi. Araçlar, artık sadece mekanik parçalardan değil, milyonlarca satır koddan oluşan yazılımlardan oluşuyor. Bu yazılımlar ise telif haklarıyla korunuyor. Üreticiler, mahkemelerde 'müşterilerin aracı değil, sadece yazılımın kullanım lisansını satın aldığını' savunarak 'Onarım Hakkı' yasalarını kısıtlamaya çalışıyor.

Ancak yazılımın bu gücü, her zaman kısıtlayıcı amaçlarla kullanılmıyor. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri, Koenigsegg Jesko Absolut'un Rimac Nevera'ya karşı kırdığı 0-400-0 km/s hız rekoru ile yaşandı. Bu başarı, herhangi bir donanım değişikliğiyle değil, 'Absolut Overdrive' adı verilen bir yazılım güncellemesiyle geldi. Bu güncelleme, motor ve şanzıman yönetimini yeniden kalibre ederek aracın potansiyelini ortaya çıkardı ve mevcut tüm sahiplere ücretsiz olarak sunuldu. Bu durum, yazılımın performansı kısıtlamak yerine artırmak için de kullanılabileceğinin güçlü bir kanıtı.

Geleceğe Bakış: Bu durum, gelecekte sadece beygir gücünün değil, aynı zamanda güvenlik özelliklerinin (örneğin gelişmiş adaptif hız sabitleyici), konfor donanımlarının ve hatta batarya kapasitesinin bile abonelikle satılabileceği bir dönemin kapısını aralıyor. Mazda'nın, aracını açık kaynaklı bir ev otomasyon sistemine bağlayan bir geliştiriciye ihtarname göndermesi, üreticilerin yazılım üzerindeki kontrolü ne kadar ciddiye aldığının somut bir örneği.

Sonuç olarak, Volkswagen'in İngiltere'deki bu denemesi, tüm dünyadaki otomobil alıcıları için bir uyarı niteliği taşıyor. On binlerce dolar ödeyerek satın aldığımızı düşündüğümüz araçların aslında ne kadarını 'gerçekten' sahiplendiğimiz sorusu, önümüzdeki yıllarda daha sık gündeme gelecek gibi görünüyor. Müşteri tepkileri ve yasal düzenlemeler, bu yeni iş modelinin geleceğini şekillendirecek en önemli faktörler olacak.

Bu haberin hazırlanmasında Motor1'de yayınlanan bilgilerden faydalanılmıştır.