Lexus, otomobil dünyasını heyecanlandıran yeni spor otomobil konseptini tanıttığında, dikkatli gözler bir şeyi hemen fark etti: Bu tasarım fazlasıyla tanıdıktı. Efsanevi LFA'nın modern bir yorumu olarak görülen ve şimdiden 'LFR' olarak anılan bu konsept, aslında markanın birkaç yıl önce bambaşka bir vizyonla sunduğu bir projenin adeta yeniden vücut bulmuş hali. Peki, Lexus'un tamamen elektrikli süper otomobil vaadi ne oldu? Görünen o ki, elektrikli rüya, şimdilik yerini içten yanmalı bir gerçeğe bırakmış olabilir.
Déjà Vu: 2021'den Gelen Tanıdık Yüz
Hafızamızı biraz tazeleyelim. Takvimler Aralık 2021'i gösterdiğinde Toyota ve Lexus, geleceğe yönelik bir dizi elektrikli araç konseptini tanıtmıştı. Bu konseptler arasında en çok dikkat çekenlerden biri, şüphesiz Lexus Electrified Sport idi. Uzun kaputu, kısa arka kısmı ve agresif hatlarıyla tam bir süper otomobil siluetine sahip olan bu araç, tamamen elektrikli bir gelecek vaat ediyordu. Lexus, bu aracın katı hal bataryaları sayesinde 700 kilometreyi aşan bir menzile ve 0'dan 100 km/s hıza 2 saniyenin altında ulaşacağını iddia ediyordu.
O dönemde bizzat Akio Toyoda, "Lexus, LFA'nın geliştirilmesiyle elde edilen sürüş zevkini, yani işin sırrını miras alan yeni nesil bir bataryalı elektrikli spor otomobil geliştirecek" diyerek beklentileri en üst seviyeye çıkarmıştı.
Ancak bugün karşımızda duran yeni 'LFR' konsepti, bu elektrikli vaadin aksine kaputunun altında güçlü bir içten yanmalı motor barındırıyor. Tasarımlar arasındaki benzerlik ise göz ardı edilemeyecek kadar fazla: Geniş ön hava girişi, LFA'yı andıran C sütunu tasarımı, arkadaki tam genişlikli ışık barı ve çift bombeli tavan yapısı gibi birçok detay, 2021'deki elektrikli konseptten doğrudan alınmış gibi duruyor. İki araç birebir aynı olmasa da, aynı tasarım dilinden doğdukları çok açık.
İki Konsept Arasındaki Temel Farklar
- Güç Ünitesi: 2021 modeli tamamen elektrikli olarak tasarlanmışken, yeni konseptin içten yanmalı (muhtemelen çift turbolu bir V8) bir motora sahip olması bekleniyor.
- Piyasa Konumu: Elektrikli model, Tesla Roadster gibi rakiplere meydan okuyacak bir teknoloji gösterisiyken; yeni model, AMG, Porsche ve Corvette gibi markaların hibrit veya benzinli süper otomobilleriyle rekabet edecek.
- Gerçekleşme Durumu: Elektrikli projenin geleceği belirsizliğini korurken, içten yanmalı motorlu versiyonun Toyota'nın GR GT3 yarış otomobili temel alınarak üretime geçmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Şeytanın Avukatı: Peki, Elektrikli Vizyona Ne Oldu?
Lexus'un bu strateji değişikliğinin ardındaki nedenleri anlamak için otomotiv endstrisindeki güncel dinamiklere bakmak gerekiyor. 2021'den bu yana elektrikli otomobillere yönelik genel algı ve pazar beklentileri önemli ölçüde değişti. EV satışlarındaki büyüme hızı yavaşladı ve Toyota da dahil olmak üzere birçok üretici, iddialı elektrikli araç hedeflerini yeniden gözden geçirmeye başladı. Bu stratejik yeniden değerlendirmenin en çarpıcı örneklerinden biri Ford'da yaşanıyor. Birkaç yıl önce Focus ve Fiesta gibi popüler modelleri üretimden kaldırarak "sıkıcı otomobil işinden çıkıp" tamamen SUV'lara odaklanan marka, şimdi bu kararından geri dönüyor. Elektrikli araç pazarındaki yavaşlama ve Avrupa için belirlenen 2030 hedeflerinin sarsılmasıyla birlikte, Ford yönetim kurulu başkanı William Clay Ford Jr., sedan ve hatchback pazarına geri döneceklerini ve müşterileri "hoş bir şekilde şaşırtacaklarını" itiraf etti. Bu bağlamda, niş bir pazar olan süper spor otomobil segmentinde tamamen elektrikli bir model için yeterli talep olup olmadığı ciddi bir soru işareti.
Bu durum sadece genel pazarda değil, performansın zirvesi olarak kabul edilen hiper otomobil dünyasında da kendini gösteriyor. Yakın zamanda, içten yanmalı motorlu İsveç harikası Koenigsegg Jesko Absolut, Hırvat elektrikli canavar Rimac Nevera'ya ait olan 0-400-0 km/s rekorunu geri alarak içten yanmalı motorların elektrikli geleceğe karşı direnişini yeniden alevlendirdi. Bu, en üst segmentte dahi geleneksel motor teknolojisinin hala ne kadar iddialı ve rekabetçi olduğunun somut bir kanıtı niteliğinde.
Bu genel pazar yavaşlamasının en somut yankılarından biri, aynı zamanda Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) başkanlığını yürüten Mercedes-Benz CEO'su Ola Källenius'tan geldi. Källenius, Avrupa'nın 2035'te içten yanmalı motorları yasaklama planının gerçekçi olmadığını ve sektör için ciddi riskler taşıdığını belirtti. Tamamen elektrikli araçların pazar payının halen %17-18 bandında seyretmesi ve hatta Mercedes-Benz gibi öncü bir markanın bile kendi EV satış payında düşüş yaşaması, Lexus'un bu 'geri adım' olarak görülebilecek hamlesinin aslında pazar gerçekleriyle ne kadar uyumlu olduğunu gösteriyor.
Lexus'un, pazarda karşılığı henüz tam oluşmamış pahalı bir EV projesini iptal edip, harika tasarımını daha garanti bir pazar payı olan içten yanmalı (veya potansiyel olarak hibrit) bir modele aktarması, ticari açıdan oldukça mantıklı bir hamle olarak görülebilir. Yani, tasarım o kadar iyiydi ki, motoru ne olursa olsun hayata geçirilmeye değerdi.
Gelecek Hibrit mi Olacak?
Lexus'un yeni süper otomobilinin tamamen benzinli mi, yoksa bir hibrit mi olacağı henüz net değil. Ancak rakiplerinin (AMG, Porsche, Corvette gibi) elektrik destekli yüksek performanslı hibrit sistemlere yöneldiği düşünüldüğünde, Lexus'un da benzer bir yol izlemesi sürpriz olmaz. Bu durum, markanın hem LFA'nın o safkan motor sesini ve ruhunu korumasını hem de modern performans ve emisyon standartlarını karşılamasını sağlayabilir.
Bu durumun en radikal örneklerinden biri, Amerikan spor otomobil ikonu Corvette'in geleceğine dair sunulan vizyonda görülebilir. Chevrolet, bir yanda 2.000 beygirlik tamamen elektrikli bir gelecek vaat eden Corvette CX konseptini tanıtırken, diğer yanda ise 15.000 devir çevirebilen 2.0 litrelik V8 motoru üç elektrik motoruyla birleştirerek yine 2.000 beygir güç üreten hibrit CX.R canavarını sergiledi. Bu, en geleneksel markaların bile artık hem tamamen elektrikli hem de hibrit performans çözümlerini aynı anda masada tuttuğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, Lexus'un tamamen elektrikli süper otomobil rüyası şimdilik beklemede gibi görünüyor. Ancak bu durum, markanın LFA'nın ruhani halefini yaratma hedefinden vazgeçtiği anlamına gelmiyor. Aksine, muhteşem bir tasarım, pazar gerçekleriyle birleşerek belki de çok daha fazla otomobil tutkununun arzulayacağı bir formda yeniden doğuyor. Elektrikli devrim ertelenmiş olabilir, ama performans tutkusu asla ölmez.
Bu haberin oluşturulmasında Motor1 tarafından sağlanan bilgilerden yararlanılmıştır.