Hyundai'nin ABD'deki Kritik EV Fabrikasına Büyük Göçmenlik Operasyonu: Perde Arkasında Neler Var?

Haber Merkezi

08 September 2025, 09:31 tarihinde yayınlandı

Hyundai Georgia Metaplant'ında Büyük Göçmenlik Baskını: Elektrikli Araç Üretimi ve Tedarik Zinciri Üzerindeki Etkiler

ABD'nin Georgia eyaletinde bulunan ve Hyundai için stratejik öneme sahip elektrikli araç (EV) üretim tesisi Metaplant, dün kapsamlı bir göçmenlik baskınına sahne oldu. ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) yetkilileri de dahil olmak üzere kolluk kuvvetleri tarafından düzenlenen operasyonda yaklaşık 475 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanların büyük çoğunluğunun Güney Kore vatandaşları olduğu belirtilirken, bu olayın ABD'deki yasa dışı istihdam tartışmalarını yeniden alevlendirmesi bekleniyor.

Operasyonun Detayları ve Hyundai'den İlk Açıklama

16 milyon metrekarelik devasa Hyundai Georgia Metaplant, şirketin ABD topraklarındaki en yeni ve en kritik fabrikası konumunda. Burada Hyundai Ioniq 5 ve Ioniq 9 gibi elektrikli SUV modelleri üretiliyor. Bu modellerin yanı sıra, Kia da 2025 model EV9 ile elektrikli SUV pazarında lüks ve ileri teknolojiyi dengeleyerek iddialı bir konumda yer alıyor. 2025 Kia EV9 elektrikli SUV pazarında lüks ve ileri teknoloji dengesi hakkında daha fazla bilgi edinmek için ilgili içeriğimizi ziyaret edebilirsiniz. Bu modeller, ABD'deki federal vergi kredisinin sona ermesi öncesinde Ağustos ayında önemli satış artışları kaydetmişti; örneğin, Hyundai Ioniq 5 satışları %61 artışla 7.773 adede ulaşırken, Ioniq 6 da %30 artışla 1.047 adet satıldı. Bu artışlar, tüketicilerin son dakika fırsatlarını değerlendirme çabasıyla oluşan 'fırsatı kaçırma korkusu' (FOMO) etkisiyle gerçekleşmiş olabilir.
Bu durum, General Motors (GM) gibi diğer otomobil üreticilerinde de gözlemlendi; şirket, Ağustos ayında 21.000'den fazla elektrikli otomobil satarak rekor kırmış, bu rekor satışların arkasındaki temel itici gücün de federal EV vergi teşviklerinin sona ermesiyle oluşan "Fırsatı Kaçırma Korkusu" (FOMO) olduğu belirtilmiştir. Ancak tesis, dün Amerika Birleşik Devletleri İç Güvenlik Bakanlığı'nın tek bir lokasyonda gerçekleştirdiği en büyük kolluk kuvvetleri operasyonlarından birine tanıklık etti. Gözaltına alınanların çoğunun yasa dışı yollarla ülkede bulunduğu ve vize koşullarını ihlal ettiği ifade edildi.

Olayın ardından Hyundai Motor Amerika yetkilileri InsideEVs'e yaptıkları açıklamada, gözaltına alınan işçilerin hiçbirinin doğrudan Hyundai Motor Company tarafından istihdam edilmediğini doğruladı. Şirket, bu kişilerin Hyundai ile birlikte tesisin ortak sahibi olan ve yakınlardaki batarya üretim tesisini işleten LG Energy Solution için çalışmış olabileceklerini belirtti. Hyundai sözcüsü, bu tutuklamaların araç üretimini etkilemeyeceğini de ekledi.

Hyundai yetkilileri, "Durumu yakından takip ediyor ve özel koşulları anlamaya çalışıyoruz. Mevcut bilgilerimize göre, gözaltına alınanların hiçbiri Hyundai Motor Company tarafından doğrudan istihdam edilmiyor" açıklamasını yaptı. Ayrıca, şirketin faaliyet gösterdiği her pazarda tüm yasalara ve düzenlemelere tam uyum taahhüdünde bulunduğunu ve aynısını tüm ortakları, tedarikçileri, yüklenicileri ve alt yüklenicilerinden de beklediğini vurguladılar.

Karmaşık İstihdam Yapıları ve Vize Sorunsalı

Bu olay, büyük çaplı üretim tesislerindeki karmaşık istihdam modellerini ve küresel şirketlerin yerel vize yasalarıyla uyum zorluklarını bir kez daha gündeme getirdi. Gözaltına alınan bazı kişilerin avukatları, müvekkillerinin iş amaçlı 90 gün veya daha kısa süreli kalışlara izin veren vize muafiyet programıyla ABD'de bulunduklarını iddia etti. New York Times'ın haberine göre, Koreli şirketler genellikle yeni operasyonları kurmak için kendi eğitimli teknisyenlerini sahaya getiriyor; ancak bir göçmenlik avukatı, ABD vize yasalarının bu tür kalifiye işçileri istihdam etmek için yeterince uygun olmadığını belirtiyor.

SenNexus Analizi: Tedarik Zincirinde Şeffaflık ve Sorumluluk

Bu tür operasyonlar, ana şirketlerin yüklenici ve alt yüklenici ağları üzerinden işe alım süreçlerindeki denetim eksikliklerini ortaya koyuyor. İş gücü savunucuları, üretim şirketlerinin göçmenlik veya iş yasası ihlallerinden kaynaklanan sorumluluklardan kaçınmak için giderek daha fazla üçüncü taraf işgücü yüklenicilerine yöneldiğini iddia ediyor. Hyundai'nin "süreçlerimizi gözden geçiriyoruz" açıklaması, bu karmaşık yapıda daha fazla şeffaflık ve denetim ihtiyacının bir göstergesi.

Operasyonun Hedefi ve Önceki Vakalar

ICE yetkilileri ise baskının "aktif ve devam eden bir suç soruşturmasının" parçası olduğunu bildirdi. Yakalanan kişilerin, vizelerinin ve/veya statülerinin koşullarını ihlal ederek yasa dışı çalıştıklarını belirttiler. Kısa süreli veya eğlence amaçlı vizelerle ABD'de çalışmaya yetkili olunmadığını vurgulayan yetkililer, ayrıca birden fazla suçtan hüküm giymiş, ülkeden çıkarılabilecek durumda olan Meksikalı bir yeşil kart sahibinin de tutuklandığını açıkladılar.

Metaplant'ın neden özellikle hedef alındığı tam olarak net değil. Ancak Atlanta Journal-Constitution'ın haberine göre, Kia ve Hyundai de dahil olmak üzere birçok Koreli şirketin iştirakleri, son birkaç yıldır göçmenlikle ilgili işgücü uygulamaları nedeniyle davalara konu oldu. 2020 yılında da başka bir Koreli batarya şirketi olan SK Battery'de düzinelerce Koreli işçi benzer vize sorunları nedeniyle tutuklanmıştı. İç Güvenlik Soruşturmaları yetkilileri, çeşitli yüklenici ve alt yüklenici şirketlerin de soruşturulduğunu belirtti.

Metaplant'ın Ekonomik Önemi ve Geleceği

Hyundai'nin Metaplant'ı, otomotiv devinin en büyük ve en önemli pazarı olan ABD'de üretimi güçlendirmek için belki de en önemli çabasıdır. Aynı zamanda Georgia eyalet tarihinin en büyük ekonomik kalkınma projesidir. Planlanan 14.000 üretim işi ve projenin ölçeği, hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler tarafından büyük bir başarı olarak alkışlanmıştı. Hyundai ayrıca bu yıl, federal EV vergi kredilerinin sona ermesinin ardından elektrikli araç talebine ilişkin potansiyel endişeler arasında, tesisin hibrit araçlar da üretebileceğini duyurarak esnekliğini göstermişti. Zira ABD'de 7.500 dolarlık federal vergi kredisinin 30 Eylül'de sona erecek olması, kısa vadeli bir satış patlamasına yol açsa da, uzun vadede elektrikli araç talebinde potansiyel bir düşüş beklentisi yaratmıştı. Analistler, bu tür teşvikler olmaksızın ABD'de elektrikli araç talebinin %27'ye kadar düşebileceğini öngörüyor. Hyundai ve Kia gibi markalar için daha önce kiralama (leasing) yoluyla yabancı üretimli EV'ler için vergi kredisinden faydalanma imkanı sunan 'kiralama boşluğunun' da sona erecek olması, bu stratejik yeniden yönelimi daha da önemli kılıyor. Bu endişeler ve pazar dinamikleri ışığında, General Motors (GM) gibi büyük oyuncular da stratejik adımlar atmaktadır. Örneğin, Bloomberg'in raporlarına göre GM, elektrikli araç pazarındaki belirsizlikler ve federal EV vergi kredilerinin sona ermesinin yaratacağı etkiler göz önüne alınarak, heyecanla beklenen 2027 model Chevrolet Bolt'un başlangıç üretimini iki vardiya yerine tek vardiyayla sınırlama kararı almıştır. Hatta şirket, GMC Hummer EV ve Cadillac Escalade IQ gibi lüks elektrikli modellerinin üretimini de piyasa talebiyle uyumlu hale getirmek amacıyla geçici olarak durdurma kararı almıştır. Bu ve benzeri gelişmelerin detayları için GM, 2027 Chevy Bolt Üretimini Kısıyor: EV Pazarı Dinamikleri başlıklı içeriğimize göz atabilirsiniz. Pazarın bu dinamiklerine dair detaylı analizler ve son fırsatlar için ABD Elektrikli Araç Pazarında Son Fırsat Rüzgarı: Vergi Kredisi Sonu, İndirimlerin Akıbeti, Tesla Otonom Hamlesi başlıklı içeriğimize göz atabilirsiniz.

Hyundai yetkilileri, "Sahalarımızda çalışan herkesin, ister doğrudan bizim tarafımızdan istihdam edilsin ister tedarikçilerimiz için çalışsın, güvenliği ve refahı en yüksek önceliğimizdir. Kurumsal bir vatandaş olarak sorumluluğumuzu ciddiye alıyoruz ve bu tür olaylar, tüm tedarik zincirimiz ve yüklenici ağımız genelinde güçlü denetimin önemini bize hatırlatıyor" dedi.

SenNexus Yorumu: Küresel Şirketler için Dersler

Bu vaka, sadece Hyundai özelinde değil, ABD'de büyük yatırımlar yapan tüm uluslararası şirketler için önemli dersler içeriyor. Tedarik zincirindeki her halkada yasalara uygunluğun sağlanması, itibar ve operasyonel süreklilik açısından hayati öneme sahip. Vize yasalarının karmaşıklığı ve işgücü sağlayan üçüncü taraf şirketlerin denetimi, gelecekte benzer sorunların yaşanmaması adına daha sıkı regülasyonlar ve şirket içi denetim mekanizmalarını zorunlu kılabilir. Aksi takdirde, bu tür operasyonlar, milyarlarca dolarlık yatırımların ve binlerce iş imkanının önündeki belirsizlikleri artırabilir.

Kaynak: InsideEVs