Otomotiv endüstrisi için hidrojen yakıt hücresi teknolojisi uzun zamandır ulaşılması zor bir hedef oldu. Bu teknolojinin en çekici yanı, egzoz gazı olarak sadece su buharı üretmesi. Ancak, yüksek maliyetler, yakıt istasyonlarına erişimdeki zorluklar ve teknik olgunlaşma gibi aşılması gereken birçok engel bulunuyor. Elektrikli araç (EV) teknolojisinin karşılaştığı zorluklar ise bu engellerin yanında oldukça küçük kalıyor.
General Motors (GM), kısa vadede sürdürülebilir bir iş modeli oluşturmanın zorluğu nedeniyle yeni nesil hidrojen platformundan vazgeçtiğini duyurdu. Bu karar, hidrojen teknolojisinin geleceği hakkında soru işaretleri yaratıyor.
GM'nin Hidrojen Planlarından Vazgeçmesi
GM, hidrojenli araçların yakın gelecekte yaygınlaşmayacağını kabul ederek, yeni nesil hidrojen yakıt hücresi programını durdurduğunu açıkladı. Yüksek maliyetler, yetersiz altyapı ve sürdürülebilir bir iş modeli oluşturmanın uzun ve belirsiz olması gibi nedenler, bu kararın alınmasında etkili oldu. Bu durum Detroit'te kurulması planlanan 55 milyon dolarlık ortak üretim tesisinin iptali ve 140 yeni iş imkanının ortadan kalkması anlamına geliyor.
Ancak GM, Honda ile ticari uygulamalar (veri merkezleri için enerji üretimi gibi) için hidrojen teknolojisi üzerinde çalışmaya devam edeceğini belirtiyor. Honda'nın Mart ayında duyurduğu ve GM ile ortak geliştirilen FCX ünitesine göre iki kat daha fazla güç üreten yeni nesil yakıt hücresi de bu işbirliğinin bir parçası.
GM tarafından yapılan açıklamada, "Hidrojen, yedek güç, madencilik ve ağır yük taşımacılığı gibi belirli yüksek talep gören endüstriyel uygulamalar için umut vadetse de, yakıt hücrelerinde sürdürülebilir bir iş modeline ulaşmak uzun ve belirsiz bir süreçtir." ifadelerine yer verildi.
ABD Enerji Bakanlığı'na göre, ülke genelinde yalnızca 61 hidrojen dolum istasyonu bulunuyor. Buna karşılık, 250.000'den fazla Seviye 2 veya daha hızlı elektrikli araç şarj istasyonu mevcut. Bu durum, hidrojenli araçların benimsenmesinin önündeki en büyük engellerden birini oluşturuyor.
Ancak EV pazarındaki geçiş de tamamen sorunsuz ilerlemiyor. General Motors, federal EV vergi kredisinin sona ermesinin ardından müşterilere sunmayı planladığı geçici indirim çözümünden siyasi baskılar nedeniyle geri adım atmak zorunda kaldı. Benzer şekilde, Ford ise F-150 Lightning kamyonetinin alüminyum tedarik zincirindeki aksaklıklar (ana tedarikçide çıkan yangın) nedeniyle üretimini geçici olarak durdurarak operasyonel zorluklarla mücadele etti. Bu tür gelişmeler, ABD'li otomotiv devlerinin EV geçişinde yalnızca teknik değil, aynı zamanda düzenleyici ve tedarik zinciri krizleriyle de yüzleştiğini gösteriyor. General Motors ve Ford'un EV tedarik ve vergi kredisi konularındaki son geri adımlarını daha detaylı inceleyebilirsiniz: GM Ford EV Tedarik Vergi Kredisi Geri Adımı.
GM, kaynaklarını elektrikli araçlar, bataryalar ve şarj teknolojileri gibi daha hızlı ölçeklenebilir ve müşteri değeri sunan teknolojilere odaklayacak. Bu odağın bir sonucu olarak, General Motors 2027 model Chevrolet Bolt EV'yi duyurdu. Yeni Bolt, eski modelin eleştirilen 50 kW hızlı şarj hızını 150 kW tepe gücüne çıkararak önemli bir adım attı ve fabrika çıkışı Tesla NACS şarj portu ile donatılarak 29.990 dolarlık uygun fiyatla piyasaya sürülme kararı aldı. Yeni nesil Bolt, yaklaşık 410 km (255 mil) tahmini menzile sahip 65 kWh LFP (Lityum Demir Fosfat) batarya teknolojisini kullanacak; ancak yoğun müşteri talebine rağmen bu modelin bir 'sınırlı üretim' (limited run) olarak piyasaya sürüleceği bilgisi dikkat çekiyor. Şirket, elektrikli araçların sektörde uzun vadeli bir oyuncu olduğuna inanıyor ve hidrojenin potansiyelini henüz tam olarak gösteremediğini düşünüyor. Chevrolet Bolt 2027 sınırlı üretim ve fiyat detayları, GM’in EV stratejisine verdiği önemi gösterirken, aynı zamanda daha yüksek marjlı Ultium modellerine odaklandığını gösteriyor.
Bu kararın aksine, BMW hidrojen teknolojisine yatırım yapmaya devam ediyor. Honda yeni nesil yakıt hücresini geliştirdi, Hyundai ise hidrojen teknolojisinin gelişimini destekliyor. Toyota da farklı motor teknolojileri üzerinde çalışmaya devam ediyor.
Çinli Batarya Üreticilerinin Küresel Pazarda Yükselişi
Çinli EV batarya üreticileri CATL ve BYD, batarya üretiminde liderliği elinde bulunduruyor. SNE Research'ün verilerine göre, bu iki şirketin toplam pazar payı, 2025'in ilk üç çeyreğinde dünya genelindeki tüm EV batarya kapasitesinin yarısından fazlasını oluşturuyor.
CATL %36,8'lik pazar payıyla lider konumda bulunurken, BYD %18'lik payla ikinci sırada yer alıyor. CATL'nin EV batarya kurulumları Ocak-Ağustos döneminde %31,9 artarak 254,5 GWh'ye ulaştı. BYD'nin kurulumları ise %50,3 artışla 124,8 GWh olarak gerçekleşti.
Bu büyümeyi perspektife oturtmak gerekirse, üçüncü sırada yer alan LG Energy Solution'ın pazar payı sadece %9,7 ve üretim miktarı 67,4 GWh. Çinli şirketlerin bu denli hızlı büyümesi, batarya teknolojilerindeki rekabetin giderek arttığını gösteriyor.
CATL ve BYD, üretim kapasitelerini artırmak için dünya genelinde yeni tesisler kurmaya devam ediyor. Özellikle BYD, Avrupa'daki üretim ayak izini genişleterek potansiyel tarifelerin etkisini azaltmayı ve pazar payını artırmayı hedefliyor.
Bu üretim rakamları, bazı ülkelerin batarya bağımsızlığı hedeflerinin başarısız olduğunu gösteriyor. ABD gibi ülkeler, Çin'in üretim kapasitesinin gerisinde kalırken, CATL ve BYD batarya imparatorluklarını sağlamlaştırıyor.
Kaliforniya'da Elektrikli Araç Satışları Rekor Kırıyor
Kaliforniya'da, vergi teşviklerinin sona ermesiyle birlikte elektrikli araç satışları rekor seviyeye ulaştı. Üçüncü çeyrekte, yeni kayıt yaptıran araçların %29,1'i sıfır emisyonlu araçlardan oluştu. Bu araçların 108.685'i tamamen elektrikliydi. Temmuz ve Eylül ayları arasında Kaliforniya'da satılan her dört yeni araçtan biri elektrikli oldu.
Tesla, 50.391 adet elektrikli araç satışı ile bu yarışın galibi oldu. Model Y 34.238 satışla en çok satan model olurken, Model 3 12.400 adetle ikinci sırada yer aldı. Hyundai Ioniq 5, Honda Prologue ve Ford Mustang Mach-E de en çok satan elektrikli araçlar arasında yer aldı.
Ancak, vergi teşviklerinin sona ermesiyle birlikte elektrikli araç satışlarının önümüzdeki aylarda düşmesi bekleniyor. Yine de Kaliforniya, bu önemli başarıyı kutlayabilir.
Dünya, Çin'in Batarya Üretimindeki Hakimiyetine Karşı Koyabilir mi?
Çinli batarya üreticileri, EV batarya pazarının %73,5'ini kontrol ediyor. Bu inanılmaz bir rakam ve sadece iki şirketin bu oranın yaklaşık %55'ini oluşturduğunu düşündüğümüzde daha da şaşırtıcı hale geliyor.
Güney Kore ve diğer ülkeler rekabet etmeye çalışsa da, Çin EV batarya üretimi konusunda çok güçlü bir rakip. Çinli bataryalar ucuz, bol miktarda bulunuyor ve dünya genelinde (tarifelere izin verilirse) sevk ediliyor. Yine de bazı yeni girişimler, batarya hücrelerinin üretiminde devrim yaparak Çin ile fiyat konusunda rekabet edebileceklerine inanıyor.
Geldiğimiz noktada şu soruyu sormak gerekiyor: Dünyanın geri kalanı Çin'in batarya gücüne karşı koyabilir mi? Yoksa Çin bataryalarını engelleyen ABD gibi ülkeler, bunlara izin vermenin uygun fiyatlı EV üretiminin yaygınlaşmasına yardımcı olabileceğini kabul etmeli mi?
Kaynak: insideevs.com